Yeter! Susun biraz!
Tamam, anladık bu iktidar, kavgadan, gerilimden besleniyor. Ülkenin değilse de kendi bekası için bu kışkırtmayı, bu hor görme, suçlama, kavga etme, hakaret etme, gözdağı verme, korkutma, bağırma çağırma ve gerilimi sürdürme zorunluğunu duyuyor. Muhalefete, herhangi bir eleştiriye tahammülsüzlük bundandır! Padişahtan çok padişahçılar nedeniyle de bu öfke, kin, kavga sarmalı çığ gibi büyüyor, yaşamın her alanını egemenliği altına alıyor.
Başarısızlığı önlemek değilse de, saklamanın, gizlemenin en iyi yolu “cambaza bak” diye bağırmaktır… Bunlar “Darbeye bak! Darbeye bak!” diye bağırmaktan cambazı bile göremez oldular!
Ayıptır, günahtır. Bari şu bayram günü bir susun!
65 hayattır
Pandemiye karşı aldıkları tedbirlerin, akılla, izanla, mantıkla açıklanabilir bir yanı yok. Tam bir çelişkiler yumağı… Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen 65 yaş üstü yasakları çok insanı isyan ettirdi.
Bu isyanı en iyi dile getirenlerden biri de Avrupa Kadın Lobisi Yönetim Kurulu üyesi; Türkiye Kadın Koalisyonu Dış İlişkiler Sorumlusu, yıllarca kadın sorunlarına emek vermiş Selma Acuner. Aşağıda öfke ve coşkuyla yazılmış o yazıyı bulacaksınız.
Yine geçen hafta kadınların öncülüğünde sosyal medyada #65HAYATTIR başlıklı bir eylem anında yayılıverdi, çığ gibi büyüdü, yayıldı…
Bayram sonrasında bu yanlıştan dönülüyor. Ama yine de Selma Acuner’in “Bugün çarşı izninize çıktınız mı” başlıklı yazısını sizlerle paylaşmak istedim:
Anayasaya aykırı
“TV’lerde 65+ konusunda ‘empati kurmadan’ yorum yapanlar artık susun! Onları bugüne kadar siz mi büyüttünüz? Siz mi korudunuz? Yeter! Bi susun artık! Bırakın onlar konuşsunlar!
Televizyonlarda meteoroloji uzmanı biri ‘saati değiştirdiler ama hava sıcak, saatleri tekrar gözden geçirmek lazım’ diyor. Sanki hep ona soruyorduk sıcakta dışarı çıkarken!
Bir doktor ‘yaşlılar dikkatli olsun bol bol su içsinler, (sanki içmiyorduk!) Bir de hırsız çarpar maazallah’ diyor! Bir diğeri ‘mikroba maruz kalmamalılar aşı bulunana kadar çıkmasalar’ diyor, gerçekten böyle diyor… Bu arada aşı fi tarihinde bulunacak herhalde, evde ölün gidin mi demek istiyorlar.
Pes artık PES! 65+ ehil kişiler, kendilerini yönetebilirler, bu her şeyi bilen yorumcular ellerini bir çekseler dillerine bir dikkat etseler artık. Zannedersiniz 5 yaşındaki çocuklara hitap ediyorlar, sizi ‘koruyoruz’ söylemi tutturmuşlar!
Herkesi koruyun sadece bir yaş grubunu değil! Ayrıca ne koruması? İş güç sahibi insanları 3 aydır eve hapsedip yavaş yavaş öldürüyorsunuz! Evet öldürüyorsunuz!
Hareketsizlikten, moral bozukluğundan, dışlanmaktan büyük çöküntü yaşıyorlar. Emboli yüzünden ölenlerin sayısı giderek artıyor! Kendilerini ‘gölge vatandaş’ gibi hissediyorlar. Kızgınlar çok kızgınlar!
Herkes günde belli saatlerde çıkmalıydı. Kendi işlerini yapabilmeli ve yaşamdan çekilmemeliydi. Şimdi ‘onlar mikroba maruz kalmadı, hay Allah, ne yapacağız? Biraz daha kapalı kalsınlar’ diye diye halen orta-yaş almış ehil insanları büyük ümitsizliğe düşürüyorsunuz!
Hiçbir ‘empati kurmadan’ yorum yapan pek sayın yorumcular: Farkında mısınız, siz konuşurken artık eve kapatılmış, ‘dışlanmış ve işe yaramaz’ diye etiketlediğiniz insanlar büyük travma yaşıyor! Sizi onlar büyüttü, ne yapacaklarını gayet iyi bilirler, bir çekin elinizi artık! Haa bir şey mi yapmak istiyordunuz, bugüne kadar özellikle 80 üstü grup için sosyal politikalar geliştirilmesi için sesinizi çıkarsaydınız ya!
Onları eve hapsetmek için gösterdiğiniz bu işgüzarlığa ihtiyaçları yok. Kendileri ne yapacaklarını ve ne yapmayacaklarını bilirler!, Anayasal haklarını çiğniyorsunuz! Bırakın onlar konuşsunlar ve kendileri ile ilgili karar alsınlar!”
Doğru söze ne denir!
Hepinize iyi bayramlar!