''Yaşlıya Şiddet ve Yaşlı İstismarı''na Karşı Farkındalık
Dünya nüfusu hızla yaşlanırken yaşlanma olgusunu görmezden gelmek yerine sorunu fark etmek; ayrımcılık yerine eşitliğin sağlandığı bir toplum yaratmak için yaşlı haklarının geliştirilmesi, yaşlılara yönelik hizmetlerin çeşitlendirilmesi gerek.
15 Haziran “ Dünya Yaşlı Suistimali Farkındalık Günü” vesilesiyle öncelikle “yaşlıları fark etmek” üzerine bir şeyler söylemek gerek.
Yaşlıların hayata katılımları sınırlı
İlerleyen yaşı nedeniyle çok yönlü kayıplara uğrayan, korunup kollanma gereksinimi daha çok artmasına karşın istediği oranda destek alamayan, çevresiyle ilişkileri istemi dışında azalan, mevcut sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik fırsatları kullanamayan, toplumla doğrudan dayanışmaya giremediğinden mutluluğu azalıp umutsuzluğu artan yaşlıların hayata katılımları sınırlandığından yaşam kalitesi düşer.
Yaşlılar evrensel hakları var
Her insan gibi ‘onurlu bir yaşam hakkı’ olduğu halde haklarını yurttaşlık hakkını kullanamayan, ‘yaş’ları nedeniyle aile ve toplum içinde yeterli düzeyde desteklenmeyen, cinsiyet, ırk, etnik köken, özürleri ya da diğer konumları nedeniyle hayatın içinde negatif ayrımcılığa tabii tutulan, temel gereksinimlerini karşılamakta zorlanan, üretme potansiyelini kullanamayan, bilgi- birikim-beceri-deneyimlerinden yararlanılmayan yaşlılar evrensel haklarından mahrum kalır.
Yaşlıların da her insan gibi uygun güvenli bir çevrede yaşama, temiz su-gıda maddeleri- ilaç- beslenme-sağlık-sosyal hizmet- yeterli gelir olanaklarına sahip olma, uygun eğitim ve öğretim programlarına ulaşma, eğitsel ve kültürel etkinliklere aktif olarak katılma, aile-yakın çevre-toplum ile kuşaklar arası yardımlaşmayla desteklenme, gereksinim duyduğunda profesyonel bakım hizmeti alma, kişisel saygınlığını geliştiren hizmet ve olanaklardan yararlanma, yeni teknik ve teknolojilerinden yararlanma dahil evrensel hakları vardır.
Yaşlılar uluslar arası ve ulusal düzeydeki haklarını kullanmalı
Uluslar arası düzeydeki yaşlı haklarının dayanağını; İnsan haklarına dair sözleşmelerle, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca (BMGK) 1. Dünya Yaşlanma Asamblesi’nde (1982) “Bağımsızlık, Katılım, Bakım, Kendini Gerçekleştirme, İtibar” başlıkları altında saptanan “Yaşlılık İlkeleri“yle, BMGK‘nca 2. Dünya Yaşlanma Asamblesi’nde (2002) “Yaşlılar ve Kalkınma, Yaşlılıkta Sağlık ve Refahın Sağlanması, Olanaklar Sunan, Destekleyici Ortamların Sağlanması” başlıklı öncelikli konular çerçevesinde saptanan “Yaşlanma: Uluslar Arası Eylem Planı“yla ve “Kentsel Şart ve Deklarasyon” vb. oluşturur.
Ulusal düzeydeki yaşlı haklarının dayanağını imzalanan uluslar arası düzeydeki insan haklarına dair tüm sözleşmeler, T.C. Anayasası, sosyal güvenlik- sosyal yardım-sosyal hizmetlere ilişkin ve ilgili diğer konulardaki tüm yasal düzenlemeler ile “Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı (2008)” ve benzerleridir.
Toplum yaşlıları dışlamayıp içermeli
Temel hak ve özgürlüklerin geliştirilerek korunduğu, yaşa bağlı negatif ayrımcılık yerine bütün yaş gruplarını kapsayan bir toplumda ve güvenli bir çevrede hayatın sunduğu her türlü fırsattan yararlanan yaşlıların mutsuzluğu azalırken umudu artacaktır.
Dünya insanlarının ve ülkemiz insanlarının hızla yaşlandığı günümüzde yaşlanma olgusunu görmezden gelmek yerine sorunu dünya ve ülkemiz çapında fark etmek, ayrımcılık yerine eşitliğin sağlandığı bütün yaş gruplarını kapsayan bir toplum yaratmak için yaşlı haklarının geliştirilmesi, yaşlılara yönelik hizmetlerin çeşitlendirilmesi gerek.
* * * * *
15 Haziran “Dünya Yaşlı Suistimali Farkındalık Günü” vesilesiyle “yaşlıları fark etmek gerek” diyerek başladığımız yazıyı “yaşlılara yönelik şiddeti fark etmek gerek” diyerek sürdürelim.
Yaşlıların en büyük sorunu şiddet aslında
Son zamanlarda kadın, çocuk ve özürlülere yönelik şiddetle mücadele sıkça gündeme alınıp yetersiz de olsa bir şeyler yapılırken; yaşlıya yönelik şiddetle mücadele yolunda yapılanlar çok sınırlı.
Yaşlılara yöneltilen şiddetin saklanması kolay, dile getirilmesi zor. Bu yüzden yaşlanma dönemine ilişkin sorunlar sıralanırken onlara yöneltilen şiddet yani ihmal ve istismardan söz edilmez pek.
Yaşlı ihmali: yapılması gerekenlerin yapılmaması
Yaşlının bakımını sağlayan kişi ve/veya çevresindekiler onun fiziksel, sosyal ya da duygusal ihtiyaçlarını, örneğin beslenme, giyim, temizlik, sağlık, barınma, ısınma, güvenlik ve ekonomik giderlerini karşılamıyorsa bu ihmaldir. Yaşlıların gereksinimlerinin sağlanmasındaki yetersizlik de –bazen yaşlının kendinden kaynaklansa bile- ihmaldir. Ve önemli bir nokta: ihmalin kasıtlı ya da kasıtsız yapılması sonucu değiştirmez.
Yaşlı istismarı: yapılmaması gerekenlerin yapılması
Yaşlının bakımını sağlayan kişi ve/veya çevresindekiler onun sağlık veya iyilik halini tehdit eden ya da zarar veren bir davranış yapıyorsa, canını acıtıyorsa, yüreğini kanatması da istismardır. Ve önemli bir nokta: İhmal zaman içinde istismara da dönüşebilir, istismar ihmali de içerebilir.
Yaşlıya yönelik şiddet: ihmal ve istismar
Yaşlıya yöneltilen fiziksel, cinsel, sözel-duygusal, ekonomik ve sosyal acı veya ızdırap veren ya da verme olasılığı bulunan tüm ihmal ve istismar eylemleri şiddettir. Fiziksel problemleri ya da bilişsel yetersizliği olan ya da olumsuz fiziki koşullarda yaşam sürdüren yaşlıların tümünü potansiyel şiddet mağduru olarak düşünmek gerek.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre; Hastane, bakımevi gibi kurumlarda kalan, evinde tek başına yaşayan, yoksul, bakıcı tarafından bakılanların yüksek risk altında, dul yaşlı kadınların ve de zengin dul erkek-kadınlar mallarının elinden alınması açısından özel risk altında.
DSÖ; başkalarına bağımlı hale gelen yaşlının aile ilişkilerini gerdiğini, yaşlıya bağımlı olan aile üyelerinin de yaşlı açısından risk oluşturduğunu, yaşlılığa ilişkin kalıp yargıların, kuşaklar arası farklılıkların, veraset ve mülkiyet sisteminin, toplumsal yapının da kültürel ve sosyo-ekonomik açıdan risk faktörü olduğunu belirtiyor.
Yaşlılar -potansiyel- şiddet mağduru
Yaşlıya bakan kişinin ruhsal yönden sağlıklı değilse, bilgisizse, çok yorulduğundan tükenmişlik noktasına geldiyse, hiç kimseden destek al(a)mıyorsa ve kendini rahatlatmayı bilmiyorsa potansiyel şiddet uygulayıcısıdır.
Fiziksel, sosyal ya da duygusal ihtiyaçları ya da ekonomik giderleri kasıtlı ya da kasıtsız olarak yetersiz olarak karşılanan, sağlık veya iyilik halini tehdit edilen ya da zarar veren davranışlara maruz kalan, fiziksel, cinsel, sözel-duygusal, sosyal ve ekonomik yönden canı acıtılan yaşlılar şiddet mağdurudur.
Maruz kaldığı şiddet nedeniyle kendini suçlu hissettiği ya da korktuğu veya tehdit edildiği için başkalarına iletmeyen, bağırma-çağırma-iteklenme-azarlanma-hakaret etme-ilgisizlik vb. gibi davranışları şiddet olarak algılamayan, şiddete karşı nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmeyen yaşlılara yöneltilen şiddetin ivmesi artarak sürer.
Şiddet kurbanı yaşlı yaşamını denetleyemez hale geldiğini kendine bile ifade etmek istemez. Şiddet uygulayanın desteğinden yoksun kalma, yalnız kalma ya da aile üyelerinden uzaklaştırılma korkusu, tekrar ve daha fazla şiddete uğrama kaygısı vb. kendine yöneltilen şiddetin sürmesine neden olur.
Yaşlı gördüğü şiddete tepki vermeli
Yaşlı şiddet gördüğünü saklarsa, yaşlı şiddete maruz kaldığını söylediğinde kaale alınmazsa şiddetin ivmesi artarak sürer.
Yardım isteyen ve mağduriyeti saptanan yaşlıya şiddet uygulayan kişi ivedilikle onun çevresinden uzaklaştırılmalıdır. Çünkü şiddete duyarlı olunmazsa, şiddet koşulları düzeltilmezse, müdahale sonuçları takip edilmezse, sonlandırılması için önlem alınmazsa şiddet uygulaması devam eder.
Yaşlının şiddetten korunma konusunda bilgilendirilmesi, yaşlı ve yakınlarına şiddete müdahale konusunda rehberlik yapılması, durumun resmi kayıtlara geçmesi, mağdurlara rehabilitasyon dahil gerekli hizmetler verilmesi, toplum ve sağlık çalışanlarının yaşlıya yönelik şiddet konusunda farkındalığının arttırılması, ihtiyaç duyulan yasal düzenlemelerin yapılması, Birleşmiş Milletler “Yaşlanma: Uluslar Arası Eylem Planı(2002) içeriğindeki “Yaşlılara Karşı Her Türlü İhmal, İstismar ve Şiddetin Ortadan Kaldırılması” hedefleri kapsamında “Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı(2008)”nda yer alan ulusal eylemler yaşama geçirilir ise; yaşlıya yöneltilen şiddetin ivmesinin azalmasını sağlar.
* * * * *
15 Haziran “Dünya Yaşlı Suistimali Farkındalık Günü” vesilesiyle “yaşlıları fark etmek gerek” diyerek başladığımız “yaşlılara yönelik şiddeti fark etmek gerek” diyerek sürdürdüğümüz yazımızı “yaşlılara yönelik şiddet sonlandırılmalı” dileğiyle bitirmek gerek. (ŞD-BB)
* Şadiye Dönümcü. sosyal hizmet uzmanı.
** Başlık http://www.sosyalhizmetuzmani.org/yasyasam7.htm linkindeki “BUNU HUYSUZ BİR YAŞLI KADIN YAZDI” şiirinden alınma.
Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.