Yaşamın İçinde Güçlü Ve Dönüşüm Yaratan An: Ebeveyn Ölümü
Geçtiğimiz günlerde anne/baba kaybı yaşayan üç arkadaşımın acısını paylaşmaya çalışırken, kendi acılarım da depreşti. Hafta sonu ne zamandır okunmayı bekleyen Debra Umberson’un “Ebeveynin Ölümü: Yeni bir yetişkin kimliğine geçiş*” kitabını, karışık duygularla elime aldım ve bırakamadım.
Ebeveyn kaybının etkisi tahmin edilebilir ama yaşanmadan anlaşılamaz
Yazar Umberson (özetle) kitabın ilk sayfalarında şöyle diyor:
“Ortalama yaşam ömrü uzadıkça, ebeveynlerin hayatta olma olasılığı arttığından günümüz yetişkinlerinin ebeveynlere bağımlı olma süresi uzadı. Ebeveyn ölümü birçok yetişkinin duygusal, özel ve sosyal hayatında dönüm noktası olup, hayata bakışını değiştiren bir olay.
“Ebeveynlerin kendilerinden önce öleceği gibi beklentisi olsa da, kayıp sarsıcıdır, etkilidir ve kişiye özeldir. Bu olağan deneyim derin etkiler bırakabilir; sonuç kişiye özel olsa da.”
Hiçbir yetişkin ebeveyn ölümü sonrası aynı kalamaz
Teksas Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı olan yazar anne ve baba ölümlerini karşılaştırıyor:
“Yetişkin de olunsa ebeveyn kaybı; ruhsal sıkıntı, depresyon riskinde artış, fiziksel sağlıkta bozulma, alkol tüketiminde artışa yol açabilir. Her kayıp, yakınını kaybeden kişi için derin bir hikayedir. Kişi çocukluğuyla temel bağını kaybettiğinden ilkel çocuksu duygular yaşar. Anne ölümü daha yüksek duygusal sıkıntı, baba kaybı daha çok üzüntü yaşanır.
“Ölen babaysa, annenin acısına tanık olmak ve ona yardımcı olmak; anneye daha önce olmadığı kadar ebeveynlik yapmaya neden olur. Anne, kocasının ölümü sonrası çocuklarını toparlar ama babalar bunu pek beceremez. Eleştirel ve sorunlu bir ebeveynini yitiren ve benlik imgesine zarar verilen yetişkin, rahatlar.“
Ebeveyn kaybı, yeni bir yetişkin kimliğine geçiş töreni
Yazar; ebeveyn ölümünün bir iç gözlem dönemi olduğunu, yetişkin kimliğinde dönüşüm ve yoğun içsel değişime yol açtığını, ayrıca yetişkinin ebeveynle yaşam boyu yasadığı etkileşimleri (örn: sıcak, sevecen ve mizah dolu ya da çatışma, ikmal, duygusal acı) yansıttığını; yetişkinlerin ebeveynlerini önemsediğini ancak ebeveynlerin her yaştaki çocukları için ebeveynlik hissi taşıdığını söylüyor.
Ebeveyn ölümü konusunda, yetişkin çocukların ebeveynleriyle ilişkileri üzerine uzun soluklu nitel araştırma yapan Umberson kitabında; her yıl ABD nüfusunun yüzde 5’inin ebeveynini yitirdiğini; her 10 yetişkinden birinin 25 yaşına kadar bir ebeveynini ‘yitirdiğini, 55 yaşında bu oranın yüzde 50’ye yükseldiğini; 62 yaşında ise yetişkinlerin yüzde 75’inin her iki ebeveynini yitirdiğini; iki ebeveyn ölümü arasında 13 yıl süre olduğunu; anne ölümünün yetişkinin 45-64 yaşında olduğu döneme, baba ölümünün 35-44 yaşları arasında gerçekleştiğini söyleyip ardından ekliyor:
“Orta yaş dönemindekiler kendilerini daha çok yargılar, farkındalıklarını değerlendirir, içsel sorgulamalar yaşar.”
Ebeveyn ölümü, yetişkini fani olduğu gerçeğiyle yüzleştirir
Yazar (özetle) “Hasta ebeveynin ölümü, bakımını yapan kız çocuğunun stresini azaltır. Ebeveynlerinin bakımında yeterli rol almayan erkek çocukları ölüm sonrası suçluluk duyar. Hastalık süreci olup ölen ebeveynle ani ölen ebeveyn için taşınan acı farklı. Duygusal destekçi bir babanın kaybı yetişkin için risk faktörüdür. Yetişkin erkek çocukların ölen babasını içinde tutması, babalarını hayatta tutmalarının bir yolu, aslında” deyip ardından ekliyor:
“Ebeveynlerle çözülmemiş meselelerin varlığı, ebeveynin kaybı sonrasında iyileşmeyi zorlaştırır.”
Ebeveyni yaşarken çocuk, ölünce yetişkin olmak
Kitaptaki her satır çok kıymetli. Dokuz bölüm ve eklerden oluşan kitaptan bazı satırları birbirine eklemekte yarar var.
“Duygusal olarak rahatsız, istismarcı, ilgisiz vb. bir ebeveynle geçirilmiş çocukluk, genellikle ebeveynin ölümü sonrası da süren bir miras olmaktadır. Bazı yetişkinler yaşamlarını farklı bir ebeveyn (örn: daha sevgi dolu, daha az eleştirel, daha dengeli vb.) özlemiyle geçirir. Ebeveyniyle ilişkisindeki sorunları çözümleyemeyen yetişkin, onu kaybettiğinde duyduğu bu özlem için yoğun acı yaşar.
“Yetişkin sadece ebeveynini değil, onunla ilişkili sembolik anlamları da yitirir. Ebeveyn, çocuğunu en çok önemseyen tek insandır. Ebeveynle olumlu ilişkilendirme kuramamak, gelecekteki kimliğin şekillendirilmesinde etkili olur.”
Ebeveyn kaybı, yetişkinin kendiyle ölüm arasında engeli kaldırır
“Ebeveyn ölümü; güçlerinin doruğunda olup, yaklaşan düşüşün de farkında olan orta yaştakiler (35-60 yaş) için yaşamlarını değerlendirmeleri ve değişmeleri için katalizördür. Ölüm ailedeki her bireyi farklı etkiler, ancak her birinin tepkisi ailedeki diğer bireylerin ihtiyaç ve tepkilerini de yansıtır.
“Ebeveyni ölen yetişkin, yaşamı daha fazla takdir eder, sağlığını önemser; kendini acısını paylaştığı çocuklarına daha yakın hisseder; geçmişe dair bilgi-belge-kayıt edinmediği için üzülür; ilk ve üçüncü kuşak birlikteliğinin zayıflığına hayıflanır. “
Ebeveyn-çocuk ilişkisi, ebeveyn öldükten sonrada devam eder
“Dul kalan –ve hasta eşine de bakmış olan- ebeveynin ruhsal ve fiziksel sağlığı etkilenir; örn: umutsuz, depresif, yalnız, soyutlanmış, hasta olabilir. Çocuklarıyla ilişkileri zorunlu/gönüllü olarak yeniden betimlenir; taraflar arasında uzun vadeli sorunlar yoksa iletişimin kalitesi artar. Ebeveynin bağımlılık, aşırı endişe hali ya da bakım sorunu yaşaması olası.”
“Ebeveyn kaybı kardeşleri birbirine yakınlaştırır”
Debra Umberson’un “Ailedeki rollerin yeniden yapılanmasına yol açan ebeveyn kaybında, kardeşlerin birbirinin acısını anlaması ve paylaşması, kaybın etkilerini hafifletir; zira her kardeşin diğeriyle ilişkisi benzersizdir.
Her bir kardeşin ölümle farklı türde baş etmesi, farklı şekilde yas tutması, miras paylaşımına ilişkin tavrı vb. ilişkileri zorlayabilir” satırlarına katılmamak mümkün mü?
Ebeveynin ölümü, dönüm noktasıdır
Kitabın bence en iyi bölümü, “geçiş töreni” başlıklı son bölümü.
“Ebeveynle geçmiş etkileşimler, baskın olan stratejileri hem bilinçli/hem bilinçsiz belirler” diyen yazar kişilerin neden değiştiğini sıralar:
Ebeveynle eski sorunlarını çözmek, ona daha çok benzeyerek ebeveyne tutunmak, ebeveyninin hoşlanacağını düşündüğü biri gibi olma yoluyla ölüm sonrası ebeveyn onayı arayışında olmak, çok sevilen/ eleştirel, yargılayıcı/kınayıcı ebeveyne acı verecek şeyler yaparak ebeveynden kopmak, ebeveynin belli özelliklerini, inanç ve davranışlarını güvenli şekilde reddetmek.
Ebeveyn acısı yaşamış kişilerden cesaret sözleri
Yazar, araştırma sürecinde görüştüğü ebeveyn kaybı acısı yaşayan kişilerden derlediği her biri çok kıymetli değerli önerileri/cesaret sözlerini sıralıyor:
“Acınızı içinizden geldiği gibi yaşayın; sırtınızı başkalarıyla ilişkilerinize yaslayın; -mümkünse- ebeveynlerinizle meselelerinizi onlar ölmeden önce çözümleyin; suçluluk-pişmanlık duygularına teslim olmayın; ebeveynin kişisel eşyalarını elden geçirin; maneviyata sarılın ya da profesyonel yardım alın.”
Ebeveyn kaybı yaşayanlara destek olacaklara öneriler
Umberson; ebeveyn kaybını yaşayanlara destek olmak isteyen yakınlarına (özetle) tavsiyede bulunmayın; dinleyin; kaybı olduğu gibi kabullenin, diyor.
“Ebeveynin Ölümü”, ABD Ulusal Yaşlılık Enstitüsü’nden ödüllü bir kitap. Ebeveyn kaybı yaşayanlar, aile-çocuk-yaşlılık-ölüm alanında çalışan uzmanlar için başvuru niteliğinde çok kıymetli bir kitap.
Anne-baba kaybı yaşayanların şefkatli birinin varlığına veya omzuna elini koyacak birinin varlığına gereksinimi olduğunun ve bu kaybın yeni bir yetişkin kimliğine geçişe neden olabileceğinin unutulmaması dileğiyle!
Umberson hakkında
Teksas Üniversitesi’nde profesör ve sosyoloji bölümünde kürsü başkanı. Ebeveynin Ölümü konulu araştırması, National Institute on Aging (Amerikan Ulusal Yaşlılık Enstitüsü) tarafından FIRST Award ödülüne layık görüldü.
Sosyal hizmet uzmanı olarak ölümcül hastalar ve aileleriyle çalıştı; aile ilişkileri ve sağlık üzerine 36 kitap bölümü ile makale yazdı. Teksas Üniversitesi’nde ölüm ve ölmek konuları üzerine ders veriyor. (ŞD/EA)
* Ebeveynin Ölümü/ Yeni Bir Yetişkin Kimliğine Geçiş, Debra Umberson, çeviri: Özge Çağlar Aksoy, İletişim Yayınları, 2011
Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.