``Son Bir Şey Daha Var``
Sırtında eski, buruşuk bir pardösü, dağınık bir saç, şaşı bakan gözler ve elinde yanmayan bir puro ile gezen dedektif kim diye sorsam, yaşı 50’yi geçmiş herkesin ağzından dökülen isim şüphesiz “Komiser Kolombo” olacaktır. Diziyi seyredenlerin dedektif ile ilgili anımsadıkları en önemli detay, külüstür bir arabadan inen, unutkan-kafası dağınık pejmürde görünümlü imajına tam da alışmış iken, bir anda olayları hızlıca çözen zeki bir dedektif haline dönüşerek izleyenlerini şaşkına çevirmesiydi. Her bölümde sürekli “karım…” diye başlayan cümlerinin karşılığı olan kadını ise hiç göstermezdi. Dizinin her bölümü farklı öykülerden oluşurdu. Cinayetlerin işleyişi izleyene gösterilir, suçlunun kim olduğu her seferinde izleyici tarafından bilinirdi. Çoğu kere zengin ve mevki sahibi olan suçlular, Kolombo’yu ilk gördüklerinde önce küçümserler, buna karşın tahmin bile edemedikleri bir akıl yürütmenin cinayeti zekice çözmesi ile köşeye sıkışırlardı. Suçlulara karşı çok kibardı, her şey bitmiş ve ortamdan ayrılırken bir anda döner ve sanki o anda aklına gelmiş gibi “Affedersiniz efendim, son bir şey daha var” derdi ki, bu söz şüphelinin işinin bittiği an olurdu. Bir cinayeti şöyle çözmüştü; katile cinayet saati nerede olduğunu sorar, katil cinayet saati bir barda içki içtiğini ve eve arka kapıdan girdiğini söyler, önce yer gibi yaparak, ağzında sigarası ile ikna olmuş da gider gibi yapar, aniden dönerek alakasız “kaç çift ayakkabısı” olduğu sorusunu sorar. Şaşıran adamı o dakika köşeye sıkıştırır. Çünkü ayakkabısı çamurludur. Bahçe toprağının üzerinde ayak izleri vardır, bahçe ise evin ön tarafındadır, adamın yalanını o dakika yüzüne çarpar. Katili bulur ama hiç havaya girmez ve sigarasını tüttürerek, uzaklaşır. Komiser kimliğinin sahibi aktör Peter Falk, 1927 yılında Rus bir anne hem Rus hem Polonyalı, bir baba tarafından dünyaya getirildi. Erken yaşta tümör yüzünden bir gözünü kaybetti. Kendi öyküsü de bu tarihte başladı, hayatının bundan sonraki dönemi çoğunlukla “son bir şey daha var” diyerek geçti.
Filmlerinde ve dizilerinde sürekli takması gerektiği camdan göz, mizaha anlayışını ondan almadı. Hatta gençlik yıllarında kendisine sevimli bir hava veren protez gözünü bir beyzbol maçı sırasında çıkarıp kendisinden daha çok ihtiyacı olduğunu söylediği hakeme uzatmaktan çekinmedi. Aynı zamanda çalışkan bir öğrenciydi ve parlak bir eğitim hayatı oldu. İlk kez yaz okulunda sahneye çıkan aktör, ailesinin karşı çıkmasına rağmen oyunculuğu seçti. Lise eğitiminin ardından camdan gözü yüzünden Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne giremeyince New York’taki Syracuse Üniversitesi’ne kayıt oldu. Edebiyat ve hukuk eğitimi de aldığı bu okuldan ‘Kamu Yönetimi’ diplomasıyla ayrıldı. İlk tiyatro çalışmasını 1956, ilk televizyon deneyimini 1957, ilk film çekimini 1958 yılında gerçekleştirdi. Belki başrollerde değildi ama güçlü ikincil rollerdi ve çok kısa sürede tanınmasını sağladı. 1961 ve 1962 yıllarında Oscar’a aday oldu. 1960 yılında üniversiteden arkadaşı AlyceMayo’yla evlendi. Jackie ve Catherine (daha sonra özel dedektif oldu) isimli iki çocuk evlat edindi. Kolombo karakteri hayatının en önemli ilk karakteri idi. Ön adı bilinmeyen komiserin ona kazandırdığı şöhreti “Bir basket maçı izlemek istersem en ön sırada yer bulabiliyorum, restoranda en iyi masayı ayırıyorlar ve taksi bulma konusunda hiç sıkıntı yaşamıyorum” sözleriyle mizaha dönüştürüyordu. 1971-2003 yılları arasında fırtına gibi esen Kolombo dizisiyle dört Emmy ödülü aldı. “Murder, Inc.” filmiyle gelen Oscar adaylığını da unutmamak gerek. Dizinin sona ermesi aktör için kâbus oldu. Düşük bütçeli filmlerde ufak rollerde oyunculuğa devam eden Falk, durumu hafife alır gibi görünüyordu. Hatta hayatının ikinci büyük tutkusu resme vakit ayırabildiği için memnun olduğunu söylüyordu ama bu durum onu depresyona sürükledi. Belki de sonradan tanısı konan Alzheimer hastalığı o günlerden tetiklendi. Komiser Kolombo karakterini canlandırdığı tüm karakterlerin üstünde tutan Falk, 80 yaşına kadar komiser canlandırabileceğini pek çok defa söylemişti. Ama sonuç hayal kırıklığı oldu. NBC televizyon kanalı 2003 yılı Ocak ayında dizinin son bölümünü yayınladığında ünlü aktör 75 yaşındaydı. 23 Haziran günü Beverly Hills’te ölümün onu yakalamasının asıl nedeni hastalık değil, bu büyünün bozulmasıydı. Falk’ın 2008’de Alzheimer hastalığına yakalandığı ailesi tarafından açıklandı. Akan yıllar içinde, özel bakımda tutulduğu Beverly Hills’te ki evinde artık geçmişini hatta Kolombo’yu oynadığını bile hatırlamıyordu. Starların yaşadığı yerleri gezdiren turist arabaları evinin önünden geçtiğinde kapıya çıkan ve hayranlarına sıcak ilgi gösteren aktör için yapılan “Kolombo! Kolombo!” tezahüratını ise artık duymuyordu. Bir dergiye demeç veren kızı, ünlü aktörle ilgili, «Yaşanan olayları unutuyor ve gerçekleşmemiş olayları hatırlıyor, fiziksel ihtiyaçlarını tanımıyor ve bu ihtiyaçlarını karşılayabilecek kişilere iletemiyor, yıkanamıyor veya giysilerini değiştiremiyor, altı ay önce arabasını kullanıyorken, yaptığı bir kaza nedeniyle artık kullanamıyor” cümlelerini sarf ediyordu. Haziran 2011 de vefat ettiğinde dünya basınında “yıllardır Alzheimer hastalığı ile mücadele eden Peter Falk 83 yaşında hayata veda etti” cümlesi alt yazı ile geçiyordu. Peter Falk’ın ailesi tarafından yapılan açıklamada, Falk’ın 83 yaşında, “huzur içinde” öldüğü belirtildi. Komiserin ölümünün ardından suçlu yok ama hüzün vardı.
VE KOMİSER KOLOMBO
Haldun Taner’e…
Not: Bu Yazı haberes.com.tr Sitesinde Yayınlanmaktadır.