Basında Yaşlılık

Mutlu Yaşlanmak Mümkün mü?

Mutlu Yaşlanmak Mümkün mü?

Mutlu Yaşlanmak Mümkün mü?

Aile Danışmanı Uzm. Psikolog Yunus Aydın, yaşlılığın geçmiş yaşantıyla ilgili olduğunu söyleyerek mutlu ve aktif yaşlanmanın yolunu gösterdi.

RÖPORTAJ: İSA ŞAHİN KORKMAZ

65 yaş üstü fertler, pandemiden psikolojik olarak nasıl etkilendi?

Toplumun genel etkilenme oranı ne ise yaşlılarda o oranda etkilendi. Tabi burada yaşlının konumu da çok önemli. Örnek verecek olursak yalnız yaşayan bir yaşlı mı, eşiyle birlikte yaşayan bir yaşlı mı, çocuklarıyla sürekli irtibat halinde olan bir yaşlı mı, bakım evlerinde olan bir yaşlı mı? Bunların etkilenme oranları birbirinden farklıdır. Özetleyecek olursak bu etkilenme oranı yaşlının genel hayatıyla ilgilidir. Çocukluğunu güzel ve pozitif yaşamasıyla veyahut kötü ve olumsuz yaşamasıyla alâkalı olabilir. Yani yaşlılık bunların üzerine kurulu bir dönemdir. Her yaşlı insanın psikolojisi kendi oranında bu süreçten etkilendi.

Yapılan genel bir araştırmada yaşlıların % 43’ü depresyonda görülüyor. Burada da bizim bildiğimiz 2 türlü depresyondan söz edecek olursak açık ve gizli depresyon vardır. Gençlerde daha fazla kaygı bozukluğu olduğu görülüyor. Depresyon ve stres yaşlı insanlarda gençlere nazaran abartıldığını düşünüyorum. Bu abartılmadan olumsuz etkileniyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın da bu yönde pozitif açıdan güzel çalışmaları oldu.

Mutlu Yaşlanmak Mümkün mü?

Örnek olarak, yaşlıların bakımı ve onların korunmasının çok önemli olduğu vurgulandı.

2015 yılında yaşlılarına en iyi bakan ülke Türkiye seçilmişti. Bu konuyla alâkalı başka araştırmalarda var. Bu güzel bir haber,  yaşlılarına en iyi bakan örnek bir ülkeyiz. Fakat en hızlı yaşlanan ülkeler sıralamasında dünyada ikinciyiz. Yaşlı nüfusunda ise dünyada 94. sıradayız. Bütün bunları değerlendirdiğimizde yaşlılarına değer veren ve onlara en iyi bakan toplum olduğumuz görülüyor. Yaşlılarımız bu pandemi sürecinden etkileniyor özellikle cinsiyet bazında baktığımız zaman yalnız yaşayan yaşlı kadınlar daha fazla etkileniyorlar, bunun sebebi dışa fazla kapalı olmalarıdır ve herkes kendi psikolojik durumuna göre etkileniyor.

Ölüm korkusu, stres ve kaygı bozuklukları ile birlikte psikiyatrik hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Bu durum gençlerde bile yaygın iken, yaşlılar için ne yapılabilir?

Stres, kaygı ve depresyon genel bir problem. 21 yy.da en çok uğraşılacak psikolojik ve psikiyatrik rahatsızlıklar arasında kabul ediliyor. Korkular, kaygıların altında olan daha belirgin psikolojik semptomlardır. Meselâ; köpek korkusu, yükseklik korkusu, karanlık korkusu gibi. Kaygı ise bizde doğuştan olan  kaynağı belli olmayan korkuların tamamına denir.

Kaygı ilk safhada korkular şeklinde sonrasında ise kaygılar şeklinde oluşabiliyor. Meselâ; Doğum yapacak bir anne çocuğunu sağlıklı bir şekilde dünyaya getirebilecek olmanın kaygısını taşı- yabilir.

Aslında bunlara problem olarak bakılmamalı. İnsan hayatında stres ve kaygı olmalı, fakat ölçülü olmalı. Stres bir gerginlik halidir. Problemlerin üstesinden gelme veya kaçma halidir. Kaygı ise acaba başıma bir şey gelecek mi? Hasta olur muyum? gibi soruları  kendimize sorduğumuz haldir. Stres ve kaygının olmadığı insan sorumsuz insandır. Pandemi döneminde ise kaygılarımız yön değiştirdi. Hastalığa yakalanıp yakalanmama korkusu bir kaygıdır. Yaşlılarda diğer problemlerle bera- ber pandemide psikiyatrik açıdan iki adet problem oluşabilir. Bunlardan birincisi narsistlik diğeri de hipokondriyak dediğimiz hastalık korkusudur. Şunu özellikle belirtmek isterim ki kişinin genel hayatı nasıl ise pandemide de aynı şekilde etkileniyor ve gelişiyor. Meselâ kişinin gündelik hayatındaki kaygısı 40 fuarsa, pandemide 55 fuara çıkabiliyor.

Özetleyecek olursak kişinin yapısı, sosyal çevresi, uğraş alanları değiştikçe stres ve kaygı da doğru orantılı bir şekilde seyir gösteriyor. Özellikle pandemi döneminde stres ve kaygıyı doğru kullanabilmek için psikolojik destek çok önemli olduğu görülüyor. Ama bunlardan en önemlisi aile desteğidir. Eğer çocukları anne ve babalarını arıyor, onları ziyaret ediyor, hal hatır soruyorsa bu onlar için önemli bir motivasyon kaynağı oluşturuyor. Tabi bu da aile yapısıyla yıllar önce kurmuş olduğu olumlu veya olumsuz ilişkilerle ilgili bir durumdur. Genel olarak ilişkiler son derece önemlidir. Esas olan yaşlılara değer, ilgi ve alâka göstererek birlikte olabilmektir. Sürekli olarak gidilmese de telefondan da bu ilgi gösterilebilir diye düşünüyorum.

Mutlu ve aktif yaşlanma için ne tavsiye edersiniz?

Son yıllarda pozitif psikolojiyle ilgili yapılan araştırmalarla ilgili şu sonuçlara varıyoruz. Kır tatili yapan kişiler mi daha mutlu,  yoksa yat, otel vs. tatili yapan mı? Kır tatili yapan kişiler daha mutlu olduğu anlaşılıyor. Kitap okuyanlar mı daha mutlu, eğlence merkezlerine gidenler mi? Elbette kitap okuyan fertler daha mutlu olduğu görülüyor. Yaşlı insanların da kabiliyetlerine göre yapmış oldukları faaliyetler, hobiler, uğraşlar onlara hayata daha pozitif bakmayı ve daha mutlu olmayı sağlıyor. Sosyal ilişkiler, yaşlı insanları mutlu etmenin en önemli yoludur. Bunun yanında az da olsa yürüyüş ve egzersiz yapmak da aynı şekilde yaşlıları mutlu etmenin araçlarından birisidir.

Yaşlılık psikolojisinin ilâcı nedir?

Yaşlılarımıza sabır, sevgi ve muhabbetle yaklaşıp yapmış oldukları hata ve yanlışları onlara hissettirmeden ve eleştirmeden güzel bir şekilde ifade edip gönüllerini almak gerekiyor. Kendilerini ve kendimizi korursak yaşlılıklarında onların hayata pozitif bak- malarını sağlayabilir onları yönlendirebiliriz. Yani “tamam annecim, tamam babacım’’ diyerek olumlu bir cevap verdikten sonra gerekenleri söylemek gerekiyor. Öteki türlü yaşlılarımız ken- dilerini değersiz görüyorlar ve çatışmaya giriyorlar. Pozitif yönlendirmelerimiz sayesinde onlara kendini değerli hissettirebiliriz. Onları mutlu etmek aynı zamanda kendimizi de mutlu etmek demektir. Yaşlılarımızın olumsuz taraflarından konuştuk, yalnız onların en güzel ve olumlu taraflarından birisi de çocuk sevgisi ve merhametidir. Yaşlılık hormonları aynı zamanda çocuk sevgisini daha da arttırıyor. Çocuklarımız o engin çınarların gölgelerinde rahatlıkla şımarabiliyor ve kendilerini sevdirebiliyorlar. Anneye ve babaya göre onlara daha sabırlı, merhametli yaklaşmaları bunu ispatlamaktadır. Konuyu yapılan araştırmalar bazında toparlayacak olursak mutlu yaşayanlar diğerlerine nazaran 12 yıl daha fazla yaşamakta ve kendilerini daha genç hissedebilmektedir. Bu yaşlılardaki ortak özellikler; tartışmaya girmiyorlar, eleştiri yapmıyorlar, insanlarla yardımlaşıyorlar, insanları seviyor onlara merhamet gösteriyorlar, öfkelenmiyorlar ve komşularıyla, çevreleriyle iyi geçiniyorlar. Bunu hayat felsefesi yapan yaşlılarımızın psikolojisi pozitif yönde artış gösteriyor.

Not: Bu Yazı adanakent.com Sitesinde Yayınlanmaktadır.

Listeye geri dön

Bir cevap yazın