Karantinanın Ruhsal Etkileriyle Nasıl Başa Çıkılır?
Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs (Covid-19) salgını, toplumu psikolojik olarak da olumsuz yönde etkiliyor. Bu süreçte sevilen kişilerden ayrı kalma, bağımsızlığını yitirme, kontrolü yitiriyormuş gibi hissetme, kendi ve çevresindekilerin hastalık durumuyla ilgili belirsizliğin birçok psikolojik problemleri de beraberinde getirmeye başladığına dikkat çeken Psikolog Begüm Nur Esen, salgın sürecinin hangi psikolojik problemlere neden olduğu ve ruhsal etkileriyle nasıl başa çıkılacağına ilişkin açıklamalarda bulundu. Evde geçirilen zaman içerisinde günün mutlaka planlanması gerektiğini aktaran Esen, düzenli beslenme ile uyku döngüsünün önemli olduğunu vurguladı.
Koronavirüs pandemisinin fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik olarak hayatın en önemli odak noktalarından biri haline geldiğini belirten Psikolog Esen, koronovirüs nedeniyle akla ilk gelen; ‘’ virüs bana bulaşır mı’’, ‘’ koronovirüsün bana bulaşmaması için neler yapabilirim’’ , ‘’ bu durum ne zaman bitecek’’ , ‘’ ya sevdiklerime bir şey olursa’’ gibi sorularla çocuklardan yetişkinlere ve yaşlı nüfusa kadar herkesin psikolojik olarak etkilendiğini belirtti.
KORONAVİRÜS HANGİ PSİKOLOJİK PROBLEMLERİ DOĞURABİLİR?
Bu konuda en çok ortaya çıkabilecek psikolojik problemlerden birinin ise kaygı olduğunu dile getiren Esen, “ Kişilerde ve toplumda strese ve stresli yaşam koşullarına yol açmaktadır. Ülke geneli itibariyle birçok kaotik süreçlerden geçtik.Bu süreçlerden geçerken sürekli bir kaygı içerisindeydik. Kaygı, tehlike veya tehdit olarak algılanan durumlarda ortaya çıkan; otomatik,sağlıklı ve doğal bir yanıt mekanizmasıdır.Bir anlamda kaygı organizmanın savaşma-kaçma tepkisidir.Kaygı hem yararlı olabilir hemde yararlı olmayabilir.Koronovirüsü nedeniyle kaygılı olmak anlaşılır bir durum.Zihnimiz, bizi korumak için sürekli kaygılanır ve bir şeyler yapabilmemiz açısından bize uyarılar gönderir.Fakat burda önemli olan kaygıyı nasıl yönettiğimizdir. Aynı zamanda kaygıyı takip eden korku, panik ve obsesif düşünceler hakim. Kaygılı olma durumu bir yandan bizi önlem almaya ve bu süreçte yapılması gerekenleri yapmaya teşvik eder” dedi.
KARANTİNA VE SOSYAL İZOLASYON SÜRECİNDE PSİKOLOJİK DURUM NEDİR?
Karantinada bulunmak ve sürecin getirdiği belirsizliğin hoş karşılanmayan bir durum olduğunu aktaran Esen, “Sevilen kişilerden ayrı kalmak, bağımsızlığını yitirmek, kontrolü yitiriyormuş gibi hissetmek, kendi ve çevresindekilerin hastalık durumuyla ilgili belirsizlik birçok psikolojik problemleri de beraberinde getirmeye başladı. Koronovirüs testi sonucunda pozitif çıkan yakınlarını göremeyenler. Enfekte olabilirim ya da benim yüzümden enfekte olabilir korkusuyla; çocuğundan,eşinden,anne-babasından ayrı kalma durumu üzerimizdeki psikolojik baskıyı arttıran etmenler arasında yer alıyor. Hem toplumsal olarak hem de psikolojik açıdan doğamızda temas halinde olmak var. Sevdiğimiz birine sarılmak psikolojik olarak bizi rahatlatır ve kaygı durumumuzu en aza indirgerken bu günlerde sosyal izolasyonu korumak hayati önem taşıyor. Özellikle sosyal medyanın kullanım sıklığına bakacak olursak sosyal medyada her yazılanı ve söyleneni dikkate almak , bunları yakınlarımızla konuşmak bizi bu konuya daha çok odaklayacak ve beraberinde kaygı, panik ve korku uyandırırken; uyku bozukluğu,fobi, obsesif düşünceler,tükenmiş hissetme gibi rahatsızlıkların artmasına sebep olacaktır.Karantina ve izolasyon koşullarında yaşanan durumla ilişkili kaygı duymak doğal bir tepkidir ve patolojik değildir” ifadelerini kullandı
KORONAVİRÜSÜN YAŞLILARA PSİKOLOJİK ETKİLERİ NELERDİR?
Koronavirüs kapsamında 65 yaş ve üstü kesimin sağlığının diğer yaş oranlarına kıyasla daha çok tehdit altında olduğu kanısının, 65 yaş ve üstüne sokağa çıkma yasağının getirilmesine neden olduğunu dile getiren Esen, “Bu süreçte yaşlılar, toplumsal baskılara ve ötekileştirilmeye maruz kaldılar. Sokağa çıkma yasağı onların sağlığını korumak adına değil de virüsü onlar yayıyorlarmış gibi bir algı yanlışlığına maruz bırakıldılar. Bu durum sonucunda duruma karşı hassasiyetleri ve tepkileri aynı oranda artmaya başladı. Koronovirisün artan yaş ile birlikte hem fizyolojik etkilerin ve bu duruma eşlik eden kronik rahatsızlıkların olması kişiyi tedirgin ederken, bir de psikolojik baskının olması kişiyi öfkeli davranışlara, kaygıya ve depresyona itebilir. Öncelikle yapmamız gereken 65 yaş üstü bir yakınımız var ise durumu ona uygun bir şekilde anlatmak ve hangi önlemleri alması gerektiği konusunda bilgilendirmektir.65 yaş ve üstü kişiler sosyal medyayla bizim kadar ilgili olmadıklarından durumun önemini ve izolasyonun büyük bir etken olduğunun farkında olmayabilirler. Bu durumu artan yaş ile gelen hassasiyeti ve psikolojik durumu da göz önünde bulundurarak en uygun dille aktarmak gerekir” sözlerini kaydetti.
KARANTİNANIN RUHSAL ETKİLERİYLE BAŞA ÇIKMAYA YÖNELİK NELER YAPILABİLİR?
Vücudun doğal düzeninin bozulmasının ‘sosyal jetlag’ olarak nitelendirildiğini söyleyen Esen, sosyal jetlag olmamak ve karantina sürecinin ruhsal etkileriyle başa çıkabilmek için yapılabilecekleri şöyle sıraladı:
-Evde geçirdiğiniz gününüzü mutlaka planlayın.
-Hergün uyandığınızda kıyafetlerinizi değiştirin.
-Günlük saatli program yazabilirsiniz. Mesela, film/dizi izlemek veya yemek için bir saat belirleyebilirsiniz.
-Evde olduğumuzdan dolayı bakımlarınızı geciktirmeyin. Dışarı çıkacakmış gibi kişisel bakımlarınızı yapın. Saçlarınıza şekil verin, yüzünüze maske yapın..)
-Kaynağı/söyleyeni belli olmayan felaket haberlerinden beslenen hesaplara itibar etmeyin.
-Daha önce kaygıyla karşılaştınız durumda neler yapardınız? Hangi baş etme becerelirini kullanırdınız? Bunları düşünüp fark edin ve bu baş etme yöntemlerini kullanın.Bu yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda psikolojik destek almaktan çekinmeyin.
-Sosyal medya kullanım sürenizi kontrol altında tutmaya çalışın ve olabildiğince sosyal medyadan uzak durun.
-Düzenli beslenmeye ve sağlıklı uykuya dikkat edin. Düzenli beslenme ve uyku döngüsünün stres üzerinde azaltıcı etkisi vardır.
-Bu durumu aileniz ile geçireceğiniz ve kendinizi keşfedebileceğiniz bir fırsat olarak görün. Kendinizde ki eksiklikleri, uzun zamandır görmezden geldiğiniz ve ihtiyaç duyduğunuz duygularınızı gözden geçirin.
-Kendinize bir hobi edinin. (resim yapmak,bir müzik aleti çalmak,dil öğrenmek vb.)
-Sevdiklerinizle sürekli iletişim halinde olmak, onlarla konuşmak ve iyi olduklarını bilmek sizi daha iyi hissettirecektir.
-Bağışıklık sisteminizi güçlendirin, ev içerisinde yapılabilecek egzersizleri günlük planınıza ekleyin.
Not: Bu Yazı ajanstekirdag.com Sitesinde Yayınlanmaktadır.