‘Eksik Yurttaş’ Değil ‘Yurttaş’ Farkındalığı Oluşturmak için: Yaşlıyım Haklıyım
Sosyal hizmet uzmanı Şadiye Dönümcü ile kurduğu ‘yaşlıyım haklıyım’ web sitesini, yaşlı hakları üzerine yazdığı yazılarını ve çalışmalarını konuştuk. Dönümcü, yaşlı bireylerin ‘eksik yurttaş’ değil ‘yurttaş’ olmaları için yaşlılık ilkeleri/hakları konusunda farkındalık yaratmak için bu siteyi kurduğunu belirtiyor.
Merhaba tanıyabilir miyiz sizi?
Ben Şadiye Dönümcü, sosyal hizmet uzmanıyım. 39 yıldır kamuda, sosyal hizmetlerde çalışıyorum; sosyal hizmet uzmanı, yönetici ve araştırmacı (!) olarak. Yaşlılık bir sosyal hizmet alanı. Ben bu alanda 20 yıl çalıştım; Ankara’daki iki ayrı huzurevi müdürü, (mülga) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Yaşlı Hizmetleri Dairesi’nde Huzurevleri Şube Müdürü olarak. Sorumluluğumdaki işleri yapmanın getirisi bilgi ve deneyim kazançlarım olduğu gibi, bireysel olarak yaşlılığa dair teorik gelişmemi de sürdürdüm. Sonra ‘bir şeyler’ oldu ve zenginleşiverdim zaman yönünden. Bilvesile bana zaman hediye edenlere teşekkür ederim; ‘şer’leri hayra dönüp yazmama vesile oldukları için.
Yaşlılık üzerine yazılarınız var. Yazma hikayeniz halen devam ediyor mu?
Doğumu gibi büyümesi de beni keyiflendiren bianet’te yaşlılık üzerine yazmaya başladım. İlk yazım ‘Ben Bir Yaşlıyım’ yayımlandığı gün, 11 Haziran 2005, mutluluktan açıp bir daha, bir daha okumuştum. bianet’le ilk beş yıl okur düzeyinde olan ilişkimizin okur yazar ilişkisine dönüşmesi heyecan vericiydi. Her bir yazıma bir şekilde dokunarak kendinden bir renk katan her bir editörümden çok şey öğrendim.
Yazmak ufkumu açtı, yüreğimi zenginleştirdi. Bazı okuyucularla sınırlı, etkili ve keyifli bir iletişim kurmama vesile oldu. Mesela yüzümde kelebekler açtıran, yazı konusu öneren, anılarını yazan, hatalarımı düzelten, hediyeler gönderen, memleketine davet eden, yaşlılığa dair kendi pratiklerini aktaran, bir yazımın kahramanının yalnızlığını paylaşmak için onunla yazışmak isteyen, içini boşaltan, rehberlik talep eden okurlar oldu. Devamı yazılara neden olan okur mektupları, hatta başka yazarların yazılarına konu olan yazılarım oldu; yazımın birinin yayımdan kaldırılmasını isteyen okurum da oldu. Bazı okurlarıma görüşlerini -zorla- yazıya döktürdüğüm, çevremdekilerin görsellerini kullandığım, meslektaşlarıma torpil geçip kitaplarını tanıttığım, bazı tanıdıklarımı ‘bak seni yazarım ha’ diyerek tehdit ettiğim de oldu.
Yazmak bana çok iyi, adeta terapi gibi geldi. Karnımın şişi indi, kafamın içi boşaldı, yüreğimde turna kuşları uçtu yazarken. Satırlarımın arasına saklandığımda, sıkça ebelendim. Başlangıçta en acımasız okurlarım olan kızlarım alt metinlerde benimle karşılaştıklarında “Aaa, anne, burada sen varsın” dediler, manidar. Tanı(ma)dığım insanlar kendilerini buldu satırlarımın arasında. Süreç içerisinde ‘biçem’im oluştu. İlerleyen mesleki yaşımın getirisi olan başta yaşlılık ve diğer sosyal hizmet alanlarına ilişkin birikimim ile ‘hayatın şiir ve sair halleri’ne ilişkin yazılarımın sayısı ‘sahne’ adımla yazdıklarım hariç beş yüzü aştı.
Bu arada; editörlüğünü yaptığım “Yaşlılık El Kitabı” SHÇEK Yayını -1996, Yazdığım “Yaşamla Bütünleşmiş Bir Mesleğin Öyküsü: Sema Kut & Sosyal Hizmet”. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Yayını -2004, Bölüm yazarlığı yaptığım “Türkiye’de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri: Sorunlar ve Çözüm Arayışları” STGM Yayımı -2011- Yazdığım “Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlar” Dipnot Yayınları. Haz.2012- yayım çalışmalarım oldu.
Yine yaşlılıkla ilgili olarak ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarda tebliğler sundum, gazete ve dergilere röportaj verdim, radyo ve televizyon programlarına konuk oldum. TRT yapımı olan, yaşlılık dönemi sorunlarını işlendiği ‘Mavi’ ve ‘Ömür Dediğin’ programlarına danışmanlık (ve metin yazarlığı) yaptım. Yaşlılık alanında çalışan STÖ’leriyle işbirliğim bir şekilde sürdü. Aktivist/danışman kimliğimle (örn: Alzheimer Derneği Mersin Şubesi eğitim kamplarına, bazı üniversitelerin düzenlediği yaşlılık temalı çalıştaylara vb.) katıldım. Bazı sosyal hizmet projeleri ile bazı bilimsel çalışmalara gönüllü destek verdim. Hacettepe Üniversitesi İİBF Sosyal Hizmet Bölümünde 2014-2015 ve 2015-2016 akademik yıllarında “Yaşlılarla Sosyal Hizmet” dersi verdim. Yazdığım bir yaşlı portresiyle katıldığım yarışmada çamaşır makinası bile kazandım. bianet’’te yayımlanan otuz dört yaşlı portresi kitap oldu. İki kitap taslağım da yayımlanmayı bekliyor.
‘Yaşlıyım Haklıyım’ çalışmanız nasıl ortaya çıktı?
Üç kez kalkıştım bianet’te yayımlanan yazılarımı bir yerde toplamaya. Zorlu bir işti, bitiremedim; ekonomik, zaman yetersizliği vb. nedenlerle. Kararlıydım 2020 yılında yazılarımın yer aldığı bir web sitesini hayata geçirmeye; ama nasıl olacağı konusunda bilgim yoktu.
Derken Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı’na (savunuculuk ve kampanya desteği kategorisinde ana çalışma alanı yaşlı hakları, yan çalışma alanları dijital haklar ile şeffaflık ve bilgiye erişim hakkı) Yaşlıyım Haklıyım adlı çalışmayla ve aktivist kimliğimle başvurdum. Sivil Düşün sayesinde, Yaşlıyım Haklıyım web sitem kuruldu, sosyal medya sayfa ve hesapları açıldı ve yürütülüyor.
Çalışmalarınızı web sitesi ve sosyal medya aracılığıyla gerçekleştiriyorsunuz? Neden ‘Yaşlıyım Haklıyım’ web sitesi?
Bu siteyi yaşlılığın getirisi çok yönlü kayıp ve gerilemeler nedeniyle toplumda geri plana itilerek ayrımcılığa uğrayan, mevcut olanaklara erişemeyen, haklarını bilmeyen yaşlılar ve yaşlanmakta olanlar ile yaşlılığa dair bilgi gereksinimi olanlar için kurmak istedim. Kurulacak “Yaşlıyım, Haklıyım” adlı web sitesi ile açılacak sosyal medya hesapları aracılığıyla; gereksinimi olanların yaşlılık dönemine dair bilgilere erişmeleri, yaşlı nüfusun hak savunuculuğunu yaparak hayat alanlarını genişletmeye katkı vermeyi yaşlı haklarının savunulması ve izlenme kapasitesinin arttırılmasına katkı sağlamayı, hak temelli yaklaşımla insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürmeleri amacıyla yaşlılığa dair konularda rehberlik yapmayı, yaşçılığa dair sınırlı verilen savaşıma katkı vermeyi, yaşlıların kültürel ekonomik-politik sosyal yaşam ile yaşam boyu öğrenmeye katılımlarının sağlanması, sürdürülmesi amacıyla hazırlanan programları duyurmayı hedefledim.
Dahası yaşlıların dijital haklarını kullanabilmesi, dijital ortamda bilgiye ve kültüre erişme, içerik oluşturma ve gerektiğinde yayma ayrıca internet yoluyla gelişme hakkını kullanmalarına destek vermeyi, yaşlılık alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerini duyurmayı, (sosyal) medyada yayımlanan yaşlılara dair haberleri izlemeyi, ülkemizde yaşlı bireylerin ‘eksik yurttaş’ değil ‘yurttaş’ olmaları için yaşlılık ilkeleri/hakları konusunda farkındalık yaratmayı, yaşlılık alanında hak temelli çalışan sınırlı sayıdaki sivil toplum kuruluşuna mütevazı rehberlik yapmayı, bireysel düzeyde iletişim kuran takipçilere, talepleri doğrultusunda ve bilgi deneyim sınırlarımın dahilinde destek olmayı da hedefledim.
Sitem ve bağlı diğer sosyal medya hesap ve sayfaları hayata geçeli henüz bir yıl oldu. Sonuçtan mutluyum desem… Neredeyse her gün yeni yazı ve haberlerle güncellenen bir site oldu. Hatta bir takipcimin deyimiyle “her gün çıkarılan bir yaşlılık gazetesi gibi”.
Bu tür çalışmaları finans desteği olmadan yürütmek zor. Dilerim yolu hep açık olur, sitenin.
Neden yaşlı hakları peki?
Ülkemizde yasalar ile güvence altına alınmış haklardan olmadığı için, Birleşmiş Milletler Örgütü (BMÖ) Dünya Yaşlılar Asamblelerinde saptanan Yaşlılık İlkeleri ve Yaşlanma Uluslararası Eylem Planı ile Türkiye’de Yaşlıların Durumu Ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı (2013) dayanağında ülkemizde yaşlı haklarının tanınması için savunuculuk ve lobi faaliyetlerine büyük gereksinim olduğu için, yaşlı haklarının geliştirilmesi için çok yönlü çaba harcanması gerektiği için, yaşlıların yaşlılık konusunda bilgilenmesi durumunda haklarını koruyabileceği ve savunabileceğini düşündüğüm için yaşlı hakları.
Tüm dünyada hakları kısıtlanmış bir azınlık olan yaşlıların konumunu çoğu kez toplumsal inanç, geleneklerin belirlediğinden hareketle toplumun yaşlılığa dair önyargıları bireyleri daha yaşlanmadan yani daha doğrudan ilgilendirmeden koşullandırdığı ve “yaşçı” yaptığı için, bir ‘durum’, bir ‘kurum’ ve ‘politik bir değişim’ olan yaşlılık döneminde ‘yaşçılık’(Agizm) ile savaşılarak ön yargıların yıkılması ve günümüz kurbanlarının haklarının savunulması gerektiği için yaşlı hakları.
Birleşmiş Milletler Yaşlılık İlkeleri (1982) ve Yaşlanma Uluslararası Eylem Planı ( 2002) ile Türkiye’de Yaşlıların Durumu Ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı (2013) dayanağında yaşlıların başta bağımsızlık, katılım, bakım, kendini gerçekleştirme, itibar olmak üzere tüm haklarının aktivistler sivil toplum tarafından sorgulanması, savunulması, kamu kurumları üzerinde baskı unsuru olunması durumunda; yaşlıların hakları konusunda bilgilenmesi, haklarını koruyabilmesi ve haklarını savunabilmesinin mümkün olacağına inandığım için yaşlı hakları. Ve tüm bunlara bir nebze, mütevazı bir katkı için “Yaşlıyım, Haklıyım” web sitesini kurmak istedim.
‘Yaşlıyım Haklıyım’ çalışması ile neyi amaçlıyorsunuz?
Yaşlıyım haklıyım çalışması benim için, kişisel olarak da önemli. Yaşlandıkça dünya bir nebze küçülüyor, denir ya. Benim de küçülmeye başladı; 62 yaşındayım, yakında emekli olacağım ve bu beni birazcık ürkütüyor; yaşlılık dönemine dair yaptığım planları, kurduğum hayalleri ekonomik, sağlık vb. nedenlerle hayata geçiremezsem kaygısıyla. Kalan yaşam süremde torun Atlas’ın ve olası diğer torunlarımın keyfini çokça yaşamak ve onlara anlatacağım yeni yaşantılar deneyimlemek istiyorum bolca.
Karınca kararınca; yaşlılık alanına dair farkındalık ve yaşlı hakları konusundaki savunuculuk çalışmalarına (etkisi çok sınırlı olsa da) katkı vermek, toplumda geri plana itilen, ayrımcılığa uğrayan, gelişmesi engellenen, mevcut olanaklardan adil yararlanamayan bir grup olan yaşlılara dolaylı ve çok sınırlı katkı vermek, sivil topluma gereksinim duyduğu duyacağı bazı bilgileri derli toplu ve sıkça güncelleyerek bir arada servis etmek, sivil toplum kuruluşlarının politika üretme ve strateji geliştirmelerine ve yapacakları farkındalık çalışmalarına dolaylı katkı vermek istiyorsam da; çalışmanın sınırları nihayetinde belli: bilgi edindirmek ve farkındalık yaratmak.
Not: Bu Yazı sivilsayfalar.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.