Düşkünlük mü yaşlılık mı
Size bir sorum var: COVID-19 pandemisinden en çok zararı kimler gördü?
Biliyorum ki yanıtınız hazır. Siz de anında ve hemen, üstelik hem de hiç tereddüt bile etmeden, o tek sözcükten ibaret klişeleşmiş yanıtı tekrarlayıp “yaşlılar” diyeceksiniz! Peki ya ben size “Hayır, yanılıyorsunuz!” dersem? Ardından şu cümleleri eklersem? COVID-19’da asıl zararı yaşlılar değil, düşkünler gördü!
Risk grubunda olanlar, yaşlılar değil düşkünlerdi. Sonra da şu cümleleri eklesem: Milyonlarca yaşı ileri ama bedeni sapasağlam insanı, sadece bu basit ama önemli yanlışımız nedeniyle günlerce evlerine hapsettik. Dahası, hâlâ ve ısrarla onları evde tutmaya çalışıyoruz. Bugünlerde bile akşam belirli bir saatten sonra evlerinde kalmalarını istiyoruz. Sokağa çıkmayın, parkta bahçede dolaşmayın, lokantaya-kafeye gitmeyin diyoruz. Yetinmiyor, bu kısıtlamaya uymayan sağlam ve sağlıklı yaşlılarımıza ciddi ciddi ve anında para cezası bile kesebiliyoruz.
Peki işin aslı, doğrusu ne? Ne yapmamız lazım? Yanıt için alttaki kutuya bakın.
NE YAPMALI
YAŞLILIKLA DÜŞKÜNLÜĞÜ KARIŞTIRMAYALIM
COVID-19 enfeksiyonundan korumamız gerekenler yaşlılar değil düşkünlerdir. Herkes aynı hızla yaşlanmıyor. Her yaşlanan da düşkün biri olmuyor. Sapasağlam yaşlanan zımba gibi yaşlılar da var. Asıl mesele kendine iyi bakıp bakmamakta. Düşkünlükten pay alıp almamakta. Yaşlanma sürecinde bazı yaşlıların canını sıkan da zaten yaşlılıktan çok düşkünlükten ibarettir. Ayrıca sadece COVID-19’da değil, hemen her hastalıkta risk düzeyimizi belirleyen şey yaşımız değil, düşkünlük veya dinçlik durumumuz, bedensel ve psikolojik sağlamlık seviyemizdir.
BİR BİLGİ
MEHMET CEYHAN HOCA ÇOK HAKLI
GEÇTİĞİMİZ günlerde Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da bu konuya, yani “yaşlılık ile düşkünlük arasındaki farklılığa” değindi. COVID-19’da ölüm riskini arttıran asıl şeyin “yaşlılık değil düşkünlük meselesi” olduğunun altını net ve açık olarak çizdi. Dayanak olarak da ünlü İngiliz tıp dergisi Lancet’te yayımlanan bir çalışmayı gösterdi. Dr. Ceyhan’ın bahsettiği o araştırmanın sonuçlarına göre, “düşkünlük skoru yüksek” olanlarda “yaştan bağımsız olarak” COVID-19 enfeksiyonu daha sık görülüyor, daha ağır seyrediyor ve daha yüksek oranda ölümle sonuçlanıyor. Bana sorarsanız bu çok önemli bir veri ve bu bilgi sadece COVID-19 için geçerli değil. Hangi hastalığa yakalanmış olursanız olun durum pek değişmez. Eğer düşkün biriyseniz, yakalandığınız hastalık yaşınızdan bağımsız olarak sizde daha şiddetli seyreder. Daha ağır tahribatlar yapar. Sizi daha kolay alt eder. Kısacası mesele, yaşlı biri olmakla değil düşkün biri olup olmamakla ilişkilidir. Ve her yaşlı düşkün olmak zorunda değildir. Genç ve orta yaşlı düşkünler de var, fit ve formda ileri yaşlılar da… Peki düşkün müyüz, değil miyiz nasıl anlayacağız? Yanıt için yandaki kutuya bakabilirsiniz…
BANA GÖRE
BU YANLIŞTAN VAZGEÇELİM
BANA sorarsanız, sadece COVID-19’dan korunmak için değil, keyifli bir yaşlılık süreci için de düşkün değil diri biri olmaya bakın. Ayrıca şunu da unutmayalım: Sağlıkla ilgili çoğu sorunu yaşa bağlama alışkanlığı ve yanlışlığını sadece siz yapmıyorsunuz. Biz doktorlar da sık sık aynı hataya düşüyoruz. Üstelik bu evrensel yanlış yaklaşım, dünyanın her yerinde nedense yıllardır tekrarlanıp duruyor. Zannediliyor ki 50’li yaşlardan sonra görülen hastalıkların çoğu, orta veya ileri yaşın, daha açıkçası doğal yaşlanmanın getirdiği “beklenen neticeler”dir. Böyle yanlış düşünüldüğü için de yıllardır Tip-2 Diyabet (şeker hastalığı) yaşlılık diyabeti, hipertansiyon bir yaşlılık meselesi, damar sertliği bir ileri yaş problemi gibi kabul ediliyor. Şimdi de maalesef aynı yanlış, aynı hata, aynı günah COVID-19 enfeksiyonunda da işleniyor.
BİR BİLGİ
SAĞLAMLIK/DÜŞKÜNLÜK ÖLÇEĞİ
1. ÇOK FORMDAYIM: Sağlam, hareketli, enerjik ve motivasyonu güçlü biriyseniz, form düzeyinizin çok yüksek olduğunu düşünebilirsiniz. Bu gruptakiler yaşıtlarından daha güçlü ve sağlamdır. Bunlar, genellikle düzenli egzersiz yapan aktif insanlardır.
2. FORM DÜZEYİM İYİ: Herhangi bir kronik hastalığı olmayan ancak 1’inci kategoriye oranla daha az formda olan insanlar bu grubu oluşturuyor. Bu grupta yer alanlar, her gün değil sık sık egzersiz yapan yani genelde hareketli olmayı başarabilenlerdir.
3. FORMUMU İYİ YÖNETİYORUM: Bazı ufak tefek tıbbi sorunları olsa bile o sorunları iyi kontrol edebilen ancak rutin günlük yürüyüşler dışında düzenli bir egzersiz programı olmayanlar bu grupta yer alırlar.
4. DİRENCİM ZAYIF GÖRÜNÜYOR: Bu gruptaki kişiler günlük ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarına bağımlı değillerdir ama yaşadıkları bazı sağlık sorunları onların fiziksel ve ruhsal aktivitelerini sınırlandırmaktadır.
5. HAFİF BİR DÜŞKÜNLÜK HALİM VAR: Bu gruptaki insanlar genellikle fiziksel açıdan belirgin olarak daha güçsüzdür. Daha sık ve yüksek derecede başkalarının yardımına ihtiyaç duyarlar.
6. GALİBA ORTA DERECEDE DÜŞKÜNÜM: Evde ve dışarıda sürekli yardıma ihtiyacı olan insanlar bu grupta yer alıyor. Bu gruptakiler evlerinde merdivenle çıkarken, banyo yaparken hatta elbiselerini giyerken bile yardıma ihtiyaç duyuyor.
7. CİDDİ DERECEDE DÜŞKÜN OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM: Her ne sebeple olursa olsun hem fiziksel, hem de bilişsel bakımdan daima başka birinin yardımına ihtiyacı olanlar bu grupta yer alıyor.
BİR NOT: “Düşkünlük mü yaşlılık mı” sorusunun cevabını cumartesi günü de aramaya devam edeceğiz.
Not: Bu Yazı hurriyet.com.tr Sitesinde Yayınlanmaktadır.