Aynalarla Yüzleşmek, Hemen Şimdi

Aynalarla Yüzleşmek, Hemen Şimdi

15. Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festival Program kitapçığının "Pembesiz Mavisiz" bölümünde özetini okuyarak, kendi özel seçkime aldığım İran (2011) yapımı "Aynalarla Yüzleşmek" filmini izlediğimde sinema koltuğuna çivileneceğimden habersizdim. Film başladı. Her dem kıpır kıpır film izleyen ben, daha ilk dakikalarda giriverdim ve 102 dakika boyunca hiç kıpırda(ya)madım yerimden. Bitiş jeneriği akarken başladı...

Okumaya devam et

Mamak Kapısında Anne Olmak

Mamak Kapısında Anne Olmak

Onca Çileden Sonra'yı okuduğum gecenin sabahı aradım Perihan Teyze'yi "Görüşebilir miyiz bugün" diye. İki saat sonra evindeydim. Ona sarıldığımda aldım; tenindeki lavanta kokusunu. Demlediği çayın, kızarttığı böreğin kokusu sarmaladı beni; sımsıcak. Sekiz saat boyunca serbest çağrışımla söyleştik; bir ana-kız gibi aslında. İşte aşağıda okuyacaklarınız bu güzelim beraberliğimiz esnasında tutulabildiğim notlar... Perihan Akçam anlatıyor.O kadar çok...

Okumaya devam et

Yemyeşil Baharındakilere Bakmak Kolay Değil!

Yüzyılımı dörde böldüm. Her bölümü bir mevsim, Biri kaldı, üçü gitti… Yaz'ı gitti, güz'ü gitti, Karlı, tipili kışı gitti, Yemyeşil bir bahar kaldı! Rıfat ILGAZ Yemyeşil Baharındakilere verilecek özellikli bir bakımdır. Konuşma güçlüğü çeken, ağır işiten, görme netliği azalan, idrar-gaitasını tutamayan, kişisel hijyenine uymayan, düzensiz uyuyan, kısıtlı hareket eden,  alıngan-endişeli- yaygaracı olan, yapabileceği işleri bile çevresindekilerden bekleyen,...

Okumaya devam et

Bu Yazı Bugün Okula Başlayan Çocuklar İçin…

Özlenerek beklendi. Doğdu; evi keyife,  dünyayı sevince  gark etti. Candan öte can oldu ve artı iki göz. Ağırlığı iki kilo üç yüz kırk altı gram ve boyu kırk dokuz santimetre iken bile kendi yaşam sürecinin akış kurallarını kendine göre belirle(t)meye, değiştir(t)meyi başardı.Ahh, bir emziğini ağzına koyabilse... Ahh, bir gaz çıkarabilse...  Ahh, bir çişim...

Okumaya devam et

İnsana Aşk Lazım Kızım, Yoksa...

İnsana Aşk Lazım Kızım, Yoksa…

Kendine bile hayrı olmayan bir adamın kahrını, tam otuz dokuz yıl çektim. Nihayetinde ölüm koparttı, beni ondan. Kokusuna bile katlanamadığın adamla bunca yıl... N'apcaksın? "Mecit'le evlenir misin?" diye bana sormadılar bile. Evleneceğimi öğrendiğimde nikah işlemleri başlamıştı. O zamanlar memlekette herkes tanırdı birbirini. Belli sınırlarda aleniyet de vardı. Bizim arka sokakta oturan Mecit'in...

Okumaya devam et

Bu Yazı Sevgili Dönem Yayın Editörlerim, EÜ, NZ, TK, GG ve EZÖ İçin

Bu Yazı Sevgili Dönem Yayın Editörlerim, EÜ, NZ, TK, GG ve EZÖ İçin

bianet’te bianet’i anlatmak acaip olacağından sadece: “bianet farklı, bianet’te yazmak –ve çalışmak da olsa gerek- ayrıcalıklı.” demekle yetineceğim. Eks editörüm NZ’nin deyimiyle bianet yazı işlerinde  yaklaşık bir yıldır ‘herkes her şeyi yapıyor’ dönemi -rotasyon yani- başladı. Belirli dönemlerde editörler değişiyor. Örneğin son üç ayda GG Şef (Dönem Yayın Editörü), EÜ İnsan Hakları, NZ Kadın Hakları, TK Çocuk Hakları Editörü,  EZÖ muhabirdi....

Okumaya devam et

Emine, Samut ve Arap İzzet’ten Deli Gaffar’a Selam Olsun

Emine, Samut ve Arap İzzet’ten Deli Gaffar’a Selam Olsun

“Bir zamanlar Anadolu dendi mi; mahallesi delisiz bir yöre düşünülemezdi” diyor Hrant Dink, "Deli Gaffar"ı anlattığı “Mahallenin Delisi” adlı yazısında. Çocukluğumuzu aynı zamanlarda yaşadığımızdan mı ne? O yazıyı ilk dinleyişimde(1) çocukluğuma denk gelen süreçte Deli Gaffar gibi renkli insanlar olduğunu hatırlayıp, uzaklara, sonraki dinleyişlerimde de uzak yakınlara gittim. Mesela; "Deli Emine"yi hatırladım. Uzun...

Okumaya devam et

Uçun Kuşlar Uçun “Cavır İzmir”e Doğru

İzmir'i sever misiniz? Ya yolculuk yapmayı? Türkü söyler, zeybek oynar mısınız? Farklı tat ve kokulara açık mısınız? Peki, hatıralara ev sahipliği yapar mısınız? Eğer bu sorulardan sadece birine bile "evet" dediyseniz Muammer Ketencoğlu (1) sizi, 1922 öncesi İzmir'ine, akordeon, gitar, keman, klarnet, trompet, davul, tambur, kanun, buzuki, bağlama, kemençe, kontrbas,...

Okumaya devam et

“Yaa, Bildiğin Gibi İşte, Bir Şey Yok, Ne Olsun?”

Yıllardır görüşmeyen aynı fakülteden mezun yirmi kadın Sığacık'ta bir otelde iki gün konaklayacaktır. Gelenler akşam üzeri kokteyl için toplandıklarında öğrencilik dönemi fotoğraflarından oluşan slayt gösterisi onları okul yıllarındaki neşeli, şenlikli kantin havasına götürmüştür ki organizasyonu yapan Berna söz alır: "Arkadaşlar, herkes sağ yanındakiyle eşleşiyor. Beşer dakikalık süre ile eşler birbirine bunca yıldır...

Okumaya devam et

Yaşamımızın Rengi, Keyfi ve Neşesi: “Gülrenk”ler

An’anesine anneler günü kutlaması için gidecekleri sırada araba anahtarlarını bulamayan babasının, annesine bağırmasına bozulan ve tepkisini “Sanki anneme taşasay’dan fırlanta yüzük aldın da… Bir de bağırıyorsun.” diyerek dile getiren  Gülrenk bu yazının kahramanı.  O arkadaşımın torunu, benim de beş yaşındaki arkadaşım. Kendisi okuma bilmediği için –onun deyimiyle-bakkalcının da okuma bilmeyeceğini iddia...

Okumaya devam et