Barkod, demans hastalarını korumanın bir yolu olabilir mi?
Japonya’da her yıl binlerce demans hastası kayboluyor, yüzlercesi ise sağ bulunamıyor.
Japonya dünyadaki en yaşlı nüfusa sahip ülke, ancak ülkedeki ileri teknoloji sayesinde demans hastalığına yakalananlar güvenli bir şekilde yaşayabiliyor.
Matsudo’da yaşayan Bayan Itou gibi olanlar.
İlk kez kaybolduğunda, oğlu sıklıkla gittiği yerlerde aradı onu.
Bayan Itou yürümeyi sevdiği ve bir ayda yüzlerce kilometre yürüyebildiği için bu kolay bir iş değildi.
O sefer eve döndü, ama bu tarihten sonra, demans hastalığı da ilerledikçe, 4 kez daha kayboldu.
Nobel ödüllü bilim insanı Randy Schekman için demans hastası birine bakmanın stresi yabancı değil. Schekman’ın eşi, hayatını kaybetmeden önce Parkinson ve demans hastalıklarına yakalanmıştı.
Japonya’da yaş almanın geleceğiyle ilgili bir toplantıda bana, “Sürekli nöbet halinde olmanız gerekiyor” diyor.
“Eşimin demans hastalığı ilerledikçe, dışarıya çıktığımızda onu tek başına tuvalete gönderemez olmuştum. Lavaboya gider, kapıyı kilitler, sonra da açamazdı. Kadınlar tuvaletinde kilitli kalırdı.”
Profesör Schekman, demans hastalığına yakalanan kişi sayısının artmasıyla, bu durumun beraberinde getireceği sonuçların, iklim değişikliğine benzer bir krize dönüşeceğini tahmin ediyor. Bunu ise, demans hastalarına bakanların üzerindeki yüke ve sevdiklerine bakmak için işten ayrılan bu kişiler nedeniyle oluşan ekonomik kayba dayandırıyor.
Profesör Schekman, Parkinson hastalığının arkasındaki nedenleri çözebilmek için dünya çapındaki bilim insanlarından oluşan ekiplerle yürüteceği 10 yıllık bir projeye başlamak üzere.
Projenin milyar dolarlık bütçesi Google’ın kurucularından Sergey Brin tarafından karşılanacak.
Demans hastalarının bakımına yönelik yeni çözümler
Japonya’da, Bayan Itou gibi kişiler, hafıza kaybına ve gözetim altında olma ihtiyacına yönelik yeni pratik çözümler uyguluyorlar.
Yerel yönetimler, demans hastalarına ve onların bakıcılarına takabilecekleri kartlar veriyor. Bu kartlarda, akıllı telefonlarla okunabilen, barkoda benzer QR kodları oluyor.
Barkodlar, son iki kez kaybolduğunda Bayan Itou’nun eve dönmesine yardım etti.
Barkod fikrini bulanlardan biri olan Haruo Hidaka, onu yetiştiren büyükannesinin demans hastalığından çektiklerini görünce aklına bu fikrin geldiğini söylüyor.
Bu fikre o kadar çok inanmış ki, ekibi prototipini ürettikten sonra, Japonya’daki 630 şehir ve kasabaya satışını yapmaya bizzat kendi gitmiş.
Fikir başarıya ulaşmış ve çalıştığı şirket Japon eczacılık şirketi Toho Holding tarafından satın alınmış.
Yalnız ölümlerle mücadele
Bu, Japonya’daki temel sorunlardan biri. Matsudo’nun yanı sıra diğer şehirlerin de ele alması gereken bir sorun.
Yağmurlu bir Cuma günü öğle vakti… Matsudo’da yaşayan 10 kişi, turuncu renkte yelekler giyerek, şehirde dolaşmaya çıkmaya hazırlanıyorlar.
Gönüllüler, demans hastalığına ilişkin farkındalık yaratmak için ülke çapında düzenlenen bir programın binlerce katılımcısından sadece bazıları.
Bugün, yaş almış kişilerin bir araya gelerek, öğle yemeği yiyebilecekleri ve sohbet edebilecekleri bir kafenin reklam broşürünü dağıtmak için kapı kapı gezecekler.
Broşürleri dağıtırken, aynı zamanda postayla gelen zarfların yığılmış olması gibi o evde sorunların olduğunu gösteren işaretleri arayacaklar.
Bu, o evde yaşayan kişinin sağlık sorunları yaşadığını, hatta ölmüş bile olabileceğini gösterebilir.
Manami Yoshii, “Birini işaret etmemek gerek, ama yine de böyle bir durumu hemen belirlemek mümkün” diyor.
“Posta kutularına broşür koyarak, posta kutularının aşırı dolup dolmadığını anlayabiliyoruz. Böylece, evde yaşayan kişiye bir şey olup olmadığını anlamak da mümkün oluyor.”
Kafelerde bağ kurmak
Matsudo’daki bu tür kafelerden birini işleten Akiko Saito’ya göre, QR kodlarındaki gelişmeler işe yarasa da çözümün tamamını oluşturmuyorlar.
20 kişi öğle yemeklerinin tadını çıkarırken, “Bu günlerde yakın komşularımızla olan ilişkilerimiz zayıflıyor” diyor.
“Sosyal paylaşım siteleri gibi şeyler üzerinden bağ kuruyoruz, ancak bir felaket durumunda ya da başka durumlarda, insanların birbirlerine yardım edebilmeleri için birbirleriyle ilişki kurabilecekleri ortamlar oluşturmak gittikçe önem kazanacak.”
Çoğu ülkede beklenen yaşam süresi uzadıkça gelecekteki on yıllarda bunama hastalığından muzdarip insanların büyük ölçekte sayısının artması bekleniyor.
Hızlı bir şekilde yaşlanan Japonya’da bulunan çözümler, diğer ülkelerde de kopyalanıyor ve daha da yayılacak gibi görünüyor.
Bu habere, Tamasin Ford ve Erica Symonds da katkı sağladılar. İçerik, Nobel Media AB ve BBC tarafından ortak üretildi.
Not: Bu Yazı bbc.com Sitesinde Yayınlanmaktadır.