Aile İçi Şiddet, Eşler Arasındaki Köprüyü Yıkar
“Sana yazacak yeni bir konu. Şimdi İnternet’ten okudum. Diyarbakır Sur Belediyesi’nde temizlik işlerinde çalışan -adı Mahmut olsun- bir işçi belediye başkanına ‘Karımdan şiddet görüyorum. Beni evden kovdu. Sorunumu çözün!’ diye başvurup yardım istemiş. Adamın yaşı 40’ın üstünde. 19 yıllık evliymiş. 3 çocuklu. Önceleri iyi gidiyormuş evlilikleri. Sonra eşi şiddet(fiziksel ve sözlü) uygulamaya başlamış. Mahmut’un maaşını elinden alıp, evden kovmaya başlamış. Hatta adam üç, dört kez belediye şantiyesinde yatmış.”
“İlginç… Adam kadını kovmuş ha! Hep tersi olur. Neymiş adamın suçu?”
“Karısının dediğine göre Mahmut sorumsuz biriymiş. Evin tüm sorumluğunu karısına yüklemiş. Üstüne üstlük bir de kredi alması için bir arkadaşına kefil olmuş. Arkadaşı ödemeyince, borç üzerine yıkılmış…
“Evde de huzursuzluk başlamış.”
“Mahmut ‘İçkim, kumarım yok. Evi ihmal etmiyorum. Karımın her dediğini yapıyorum. Ondan yemek parası istediğimde zıkkım ye diyor. Evde her gün kavga var. Kovulduğumda bir şey diyemiyorum. Kötü sözler söyleyip, işimi aşağılıyor; kötü kokuyorsun diyerek beni kendisine yaklaştırmıyor’ demiş gazetecilere.”
” Cinsel şiddet… Psikolojik şiddet… Ekonomik şiddet. 32 kısım tekmili birden durumu yani.
“Evet de… Bir adamın ‘karımdan şiddet görüyorum’ diyerek amirine başvurması cesaret ister. Valla aferin…”
“Ne yapmış belediye başkanı?”
“Ha, söylemeyi unuttum. Sur Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesinde ‘karısına şiddet uygulayan erkek işçilerin maaşının yarısı kadınlara ödenecek’ diye hüküm varmış. Belediyeye başvurup, şiddet uygulandığı saptanan altı işçinin maaşının yarısını gerçekten eşleri alıyormuş.”
“Ne güzel bir uygulama! Kutlamak lazım vallahi!”
“Bence de… Başkanın dediğine göre o aileler yani eşler yan yana getirilerek eğitimden geçiriliyormuş. ”
“Sadece ceza değil… Davranış değişikliği için de çaba harcanıyor yani. Peki; başkan bu vak’ada ne yapmış? Erkeğin kadına şiddet uygulaması pek alışkın olduğumuz bir durum değil ya…”
“Evet; başkan da öyle diyor… ‘Her türlü şiddete karşıyız. Aile içinde kimden gelirse gelsin şiddeti reddediyoruz. Kadının da, erkeğin de birbirine şiddet uygulaması yanlış. Mahmut bir erkek ve şiddete maruz kalmış. Bu duruma karşı çıkacağız. İki tarafı da dinleriz. Değilse hukuki yolları da deneriz’ demiş.
“Bakalım nasıl çözecek bu işi; belediye başkanı. Bir erkeğin karısından şiddet görmesi değil elbette ama bir belediyenin toplu iş sözleşmesinde aile içi -kadına yönelik- şiddete ilişkin hükümlere yer verilmesi çok hoş. Bir sürü belediye bunu örnek almalı. Bir amirin çalışanlarının motivasyonunu arttırma amacıyla özel sorunlarıyla ilgilenmesi de çok anlamlı.
“Evet öyle… Ama Mahmut’un medeni cesareti de övgüye değer. Kolay değil vallahi; ‘karımdan şiddet görüyorum’ diyerek ortalığa çıkmak bizim toplumumuzda. ”
“Elbette… Haber alışageldiğimiz aile içi şiddet haberlerinden farklı. Dede, baba, oğul, damat, eski eş, torun şapkalarını giyen erkekler ailedeki karşı cinsteki üyelere şiddet uyguluyor. Baba oğula, oğul babaya, kayınpeder damada, erkek kardeş kendinden küçük erkek kardeşine, kayınbirader enişteye, eski damat (eski) eşinin babasına erkek kardeşlere şiddet uyguluyor da… Eşlerden kadın olanın, erkek olanı öldürmesi, yaralaması gibi haberler gazetelerin üçüncü sayfalarında sıkça yer alıyor da… Kadından erkeğe yöneltilen ekonomik şiddet, cinsel şiddet vb. yer almıyor hiç.
“Erkeğin kadına yönelttiği şiddet nasıl evin dört duvarı arasında kalıyorsa, kayıtlara çok az geçiyorsa… Kadının erkeğe uyguladığı da -göreceli daha az olsa da- öyle demek…”
“Mesela… Kadınlar en çok yatak odalarında şiddet uyguluyor erkeğine. Aldatma da şiddet… Erkeğin eşine ekonomik bağımlılığı -tıpkı tersinde olduğu gibi- şiddeti besliyor. Çalışan kadınların, eşi işsiz olan kadınların eşlerine şiddet uygulamasına daha sık rastlanıyor.”
“Yaşlı erkekler?
“Evet; yaşlanan evli erkeği -hele yatalaksa- eşi, baskılıyor, örseleyip hırpalıyor gerçekten.
“Bir şekilde şiddet gören erkekler de, kadınlar gibi depresyona girer o zaman!”
” Ruhsal sorunları da olur, somatizasyon ağrıları da.”
“İşyerimde bir arkadaşım var. Eşinden boşandı; iki çocuğu var. Eski eşi çocuklarını görmesini engelliyor. Koskoca adam ağlıyordu geçenlerde; ‘çocuklarımı özledim’ diye. İcra yoluyla görürüz demiş avukatı.”
“Ebeveyne Yabancılaş(tır)ma Sendromu… Boşanmalar artmaya devam ettikçe, bu sendromdan mustarip olanların sayısı artacak…”
“Şiddete maruz kalan kadınlar gibi erkekler de duygusal pasifizasyon yaşıyor demek.”
“Elbette… ‘Aile içi Şiddete Son Kampanyası’ uhdesinde “Eşler Arası İlişkiler Destek Programı” eğitimleri veriyorduk ya…
“Kadınların eşlerine şiddet uygulamasından da söz eder miydiniz?
“Elbette… Eğitim esnasında; ‘Aile içi şiddet; toplum, ırk, etnik köken, dinsel ve sosyo-ekonomik düzey göz etmez. Şiddet bir sağlık sorunu ve sağlığı olumsuz etkileyen risk faktörüdür. Eşe yöneltilen şiddet ve baskı davranışlarında; ailedeki üyelerin rol dağılımı ve tanımı, birlikte geçirilen zaman, ailenin yapısal özellikleri (duygusal paylaşım düzeyi, stres ve çatışma yaratan olayların varlığı, yoksunlukları, gelir düzeyi) rol oynar. Eşler arası şiddet; aralarında sürekli bulunan bir gerilimin giderek artması, şiddetin tetikleyicisi bir olay olması (patlama) ve özür dileme (balayı) aşamalarından oluşan bir döngüdür’ derdik.
” Evlilikte aksamaya yol açan sorunun kökten çözümü geciktikçe balayı süresi kısalıyor tabii ki… ”
“Mahmut vakasına dönersek… Eşleri -yetersiz bilgiyle- yargılamaktan kaçınıp, konuya uzaktan bakarsak… Çatışma yaratan bir olay var… Erkeğin arkadaşına kefil olması ve borçtan yükümlü tutulması nedeniyle ailede ekonomik sıkıntı -bir kriz- baş göstermiş. Eşler bu krizi iyi -sağlıklı- yönetememiş.
“Senin şiddetle ilgili yazılarından birinin başlığı ‘Erkekler Köprüleri Yıkınca, Kadın Duvar Örer‘di. ‘Kadınlar köprüleri yıkınca, erkek duvar örer’ diyebilir miyiz? ”
“O başlık bu vakaya uygun düşer mi? Bilemem. Önemli olan köprü çatırdadığında bir şeyler yapmak… Yıkıldığında çimento karıp, malayı ele almak ne fayda getirir? Bilemeyeceğim.” (ŞD/TK)
Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.