Gençler, çok ayıp olmuyor mu?
Evet sevgili okurlar, bu gün sözüm gençlere. Ancak en baştan söylemek isterim ki, aralarında kurallara uymayı ciddiye alan ve çevresindeki insanları önemseyerek korumayı görev bilen genç dostlarımızla aynı görüşte ve aynı fikirdeyiz. Bilindiği gibi dünya bitip gitmeyen arsız ve acımasız bir virüsle aynı hızla savaşıyor. Bizim ülkemizde bu konuda oldukça başarılı çalışmalar ve tedbirler alınarak mücadele edildi. Çok şükür ki diğer dış ülkeler gibi can kaybımız olmadı, sağlık sistemimiz çökmedi. Yetkililerimiz bizden bazı kurallara uymamızı istediler. Bu kurallar, hem kendi sağlığımızı, hem de çevremizdeki insanların sağlığını garantiye almaktı. Hatta bu salgının hedef kitlesi 65 yaş ve üstü vatandaşlarımız olduğu görülünce en kısa sürede bu yönde tedbirler alınarak büyüklerimizin sokağa çıkması ve insanlarla yakın iletişimi engellendi. Bu insanlar aylarca evlerinde kapalı kaldılar. Gösterdikleri özveriye rağmen dışlandılar, suçlandılar, günah keçisi dahi oldular diyebilirim. Sonra çocuklar. Minicik yüreklerindeki çocuk duygularını unutup çok sevdikleri sokakları camlarının ardından seyrettiler. Okullarından, arkadaşlarından uzak kaldılar ve dolayısıyla zorda olsa kurallara uymayı gayet muntazam başardılar. Aynı başarıyı belli bir süre evlerinden çıkmaları yasak olan 14 – 18 yaş arası yeni yetişen genç nesilde yaşadı. Kanlarının en hızlı kaynadığı bu yaştaki gençleri de tüm kalbimle kutlarım. Gelelim bu iki kesimin arasında kalan 20 – 45 yaş arası genç vatandaşlarımıza. Yani hani şimdi çok özel bir isimle anılan Y ve Z gurubuna. Salgının en civcivli zamanında ne yaptıklarını pek bilemem. Zaten söz konusu edeceğim yaklaşımları şu yeni normal denilen döneme girdiğimiz zaman ki gözlemlerim. Benim bildiğim ve bize öğretilen, bir insanın şahsiyeti çocukken, hatta bebekken şekil bulurmuş. Ve ne yazık ki çocukluk devresinde yapısı adına kaybedilen bir genci kazanmaksa fevkalade zormuş. O nedenle dünyanın ve dolayısıyla ülkemizin içinde binlerce can kaybıyla mücadele edilen virüsle, topyekun savaşmak durumundaydık. Küçük çocuklar ve bilhassa yaşlılar, ellerinden gelenin en güzelini yaparak evlerinden çıkmadı. Çoğu rahatsızlıklar sahibi, kimisi de sinir sahibi oldu. Yine de “Ahh çocuklarımız, torunlarımız” sözlerini dillerinden düşürmediler. Ancak sokakta gezme ve rahat dışarı çıkma izni gündeme geldiğinden bu yana beni en çok üzen ve duyarsızlıklarıyla şaşırtan gençlerin tutumları oldu. Biliyorum, bu yazıyı kuralsızlığı marifet sanan o gençler okumayacak. ( pek bir şey okuduklarını da sanmıyorum ya). Ama hem ben içimde biriken sitemi boşaltmış, hem de topluma mesajımı vermiş olacağım. Belki kulaklarına fısıldayan birileri de olabilir. Çok özel işlerimi halletmek için sokağa çıktığımda haliyle bu yaş arası çok gençle karşılaşıyorum. Bunların çok azında maske görüyorum. Çoğunlukla gurup halinde geziyorlar. Konuşmalarını ve şımarıkça espriler yaptıklarını duyuyorum. Birbirleriyle şakalaştıkları en sık söz “maske” oluyor. Önümden yürüyorlar ve itişip kakışarak şöyle konuşuyorlar. “ Oğlum şimdi polis görecek masken nerede?”. “Haaaaa ne olmuş cebimde ya kanka”. Diğeri söze giriyor. “Baksanıza benimki kolumda takılı. Boş ver yaaa. Yerim maskesini. Nefes alamıyorum oğlum”. Bir diğeri “ Boynuna taksan daha iyi durur kanka. Havalı oluyorsun”. 20-25 yaşlarında sekiz kişilik bir gurup. Bir şey söyleyeyim dedim. Allah biliyor ya ters bir cevap alacağımı tahmin ederek çekindim. Çık çık çık yaparak yan yola geçtim. Bu sadece bir örnek. Sokakta onlarca bu tarz gence ve bu tarz sevimsiz konuşmalara rastlaya bilirsiniz. Bankanın kapısında bekliyoruz. Elinde sigara , ATM den para çekmeye gelmiş oturaklı bir genç bey. Zaten kalabalık. Masken yok bari dumanını üfleme. Herkes yan yan kınayarak baktı ancak bir şey söyleyemedi. Korkmuş bunların şerrinden insancıklar besbelli. Dahası oyunlar, halaylar, sokak düğünleri, asker uğurlamaları, piknikler bunlarla dolu. Hem de dopdolu. Hadi biz dışardayız. Çekip gideceğiz. Peki bunların aileleri, onları canı gibi seven büyükleri yok mu.? Duyarsızca, küstahça ve sevgisizce davranışlarına mı, evdeki büyüklerinin canına mal olacaklarına mı yanarsın.? Evet gençler, size soruyorum. Söyleyin hadi. Hangisine……
Not: Bu Yazı ozgurkocaeli.com.tr Sitesinde Yayınlanmaktadır.