Hangi Kuşak Hangi Teknolojiyi Kullanıyor
Zamana bağlı olarak teknoloji de hızla ilerlemektedir. Bu hızlı ilerleme ile yeni neslin alışkanlıklarında ciddi değişiklikler gözlenmektedir. Her bir kuşağın kendine ait özellikleri, iş ve genel hayata bakış açıları farklılıklar göstermekte olup, teknolojideki hızlı ilerleme kuşaklar arasında büyük anlaşmazlıklara sebep olmaktadır. Bu kuşakların en yaşlısı 72, en genci 17 yaşında olan aynı resmin farklı puzzle parçalarını oluşturmaktadır.
Baby Boomers (1945-1964)
En ağır şartlarda çalışmış, şu anda en küçüğü 54, en büyüğü 72 yaşında olan kuşaktır. 1990’lı yılların iş hayatında etkin olarak yönetimde yer almışlardır. Kadın erkek rolünde gelenekçidir ve hizmet odaklıdır. Herşeyi kendileri yapmak, keşfetmek ve üretmek zorunda kalmışlardır. Bu sebepten zengin hayal güçlerine sahiptirler. Teknolojiden uzak olup, ihtiyaçları doğrultusunda minumum kullanmayı tercih ederler. Marka bağımlılıkları ve kurum sadakatleri yüksektir. Amaç odaklı olup, iş değişikliklerinden hoşlanmayıp kanaatkârdırlar. Savaş sonrası ve yokluk kuşağı olduklarından mümkün olduğunca çatışmadan kaçınırlar. Yüksek ahlaka sahip ve işkoliktirler. Kurumların başarılarında kişisel katkılara son derece önem verirler.
X Kuşağı (1965-1979)
En yaşlısı 52, en genci 38 yaşındadır. Dünyayı ektileyen sosyal olaylar ve krizi derinlemesine yaşayan bir kuşaktır. Günümüzde kullanılan teknolojilerin ilk örnekleri olan transistorlu radyo, pikap ve bantlı teyple dünyaya gözlerini açtılar.
Teknolojinin hızlı geçişinin tam ortasına düştüklerinden çekinceleri artmasına rağmen teknolojiyi mecburiyetten kullanmaya başladılar.
Facebooktan fotoğraf yüklüyor, Skype üzerinden online video görüşmesi veya chat yapıyorlar. İş hayatına ilk başladıkları dönemde eğitim ve tahsil hayatlarındaki kısıtlamalar, yabancı dili daha az bilmeleri, çalışma saatlerinin daha yoğun olması gibi sebepler kendilerini geliştirmeleri için olumsuz etkilemiştir.
Sadakat duygusu yüksek, kanaatkar, iş motivasyonları yüksek, toplumsal sorunlara duyarlı ve otoriteye saygılıdırlar. Mevcut çalışma koşuları ile yetinip, uzun yıllar aynı firmada çalışabilirler. Tutarlı yönetim politikaları izlemeye çalışırlar.
Amaçlarını yerine getirmek için kurum politikalarını ve iş koşullarını değiştirebilirler. Daha önce iş dünyasında yer almayan kadınlar daha iyi yaşamak ve kendin için yaşamak amacı ile bu kuşakta iş gücüne katılmaya başladılar.
Bunun sonucu olarak az çocuk sahibi oldular. Bireycilik ön plana çıkarak daha fazla paraya odaklandılar. çalıştıkları firmalara karşı daha sadakatli olup, mevcut çalışma şartlarıyla yetinip, uzun yıllar çalışabilmektedirler. İşin gereklerine göre dışarıdan hizmet tedarik etmeyi tercih ederler.
Y Kuşağı (1980-1999)
Nüfusumuzun %36,5’ini, en yaşlısı 37, en genci 18 yaşından oluşmaktadır. Teknolojideki hızlı gelişmelerin büyük çoğunluğunu yaşadıklarından, teknoloji hayatlarında pek çok şeyin simgesi haline gelmiştir. X kuşağı ebeveynleri tarafından daha iyi tahsil ve eğitim olanakları sağlandığı için yabancı dil bilgisi ve üniversite mezunu olanların sayısı çok daha fazladır.
Marka ve kuruma bağlılık duyguları azdır. Kariyer hayatları boyunca 10-14 iş değiştirecekleri öngörülmektedir. Narsist, bireyci, girişimci olup, sadakat duyguları azdır. Eğlenceyi ve çabuk yoldan para kazanmayı tercih edip, çok fazla çalışmaktan hoşlanmamaktadırlar.
Çok fazla istek sahibi olup, kolay tatmin olmayıp, istekleri yerine gelmeyince otoriteyi çok rahat suçlu görüp saldırgan bir tutum izleyebilirler. Standart olandan hoşlanmayıp, kendilerini özel hissetmek ve “Kişiye Özel” yapılan şeylerden hoşlanırlar.
Kendileri ile ilgili özel bir şey var ise hemen olsun isterler. Gerçekçilerdir. Hayali ürün ve kavramlardan uzaktırlar. Herhangi bir konuda önem verdiği bir kişinin veya arkadaşının onayı kendisi için son derece önemlidir.
Özgüvenleri yüksek olup, girişimci ruha sahiptirler. Fikirlerini açık şekilde paylaşırlar. Çalışma şartlarına çabuk uyum sağlarlar. İş hayatına başlarken kendi işinin patronu veya CEOsu olmayı planlarlar.
Z Kuşağı (2000-2021)
“İnternet Kuşağı”, “Teknoloji Çağı Çocukları” veya “Kristal Çocuklar” ismi ile anılan bu kuşağın en büyüğü 17 yaşına gelmiş durumdadır. Teknoloji ile birlikte yaşayan, taşınabilen küçük aygıtlar, bilgisayar, MP3 çalar, ipod, cep telefonları gibi cihazlar ayrılmaz parçalarıdır.
İletişimde teknolojiyi kullanmaya son derece yatkın ve heveslidirler. Teknolojik olarak akıllı mobil cihazlar ile hayatlarıını yönetiyorlar. İşlerinin hemen hemen tamamını online olarak yapıyorlar. Arkadaşlarıyla online görüşüyorlar, gittikleri mekânları check-in yapıyorlar. İnternetin tüm imkanları sonuna kadar kullanıyorlar.
Fiziksel iletişim yerine uzaktan ve sanal ortamda iletişim kurmayı, yalnız yaşamayı tercih ederler. Diğer kuşaklara göre daha asosyaldirler. Sosyal ağlar ilişkilerinin olmaz ise olmaz bir parçasıdır. Aynı anda birden fazla işle ilgilenme yetenekleri gelişmekle beraber dikkat ve konsantrasyon zorlukları ile karşılaşabilirler.
Çok çevik ve hareketlidirler. Yaratıcılığı ön plana çıkaran etkinlikler ilgi alanlarına girdiklerinden geleneksel eğitim yöntemleri bu kuşak için uygun değildir. Konusunda uzman ve araştırmacıdırlar.
Uzmanlık konularında sertifika ve belgeler onlar için önemlidir. Sorgulayıcıdırlar. Neden, sonuç ilişkisine bağlıdırlar. Sonuç odaklı olup, kolay tatmin olmayan, karar alırken zorluk çeken bir kuşaktır. Hızlı bir şekilde müdür ve yönetici olmak isterler.
Z kuşağı çocukların gelişimi ve ebeveynleri ile iletişiminde, günümüz ebeveynleri değişimlere ayak uydurmalı ve kendilerini teknolojik olarak yenilemelidir.
Türkiye’de nüfusun ciddi bir kısmı Y ve Z kuşağı içinde yer almaktadır. Buna rağmen pazara yön veren ekonomiyi 1965 ile 1975 yılları arasında doğan ve X kuşağı olarak adlandırılan orta ve üst yaş grubu yönetmektedir.
Teknolojiyi günlük hayatın içine aldığımızda orta yaşlı nüfusun varlıklı yaşlılar olacağını düşünerek ürünler geliştirmeyi öngörmeliyiz.
İş hayatında 4 kuşağın temsilcileri ile kurumun başarısı için hep birlikte çalışmaktayız. Başarı hepimizin başarısıdır. Bu sebepten her kuşağın hayata bakış açıları hakkında bilgi sahibi olmalı, olaylara kendi bakış açımızdan bakmayıp orta yolda buluşarak devam etmeliyiz. “Önemli olan insanların duygularını yönetmektir” sloganı ile hepimize farklı bir yönetim yaklaşımı getirmesini ve yetenekleri yönetmek adına yeni bir bakış açısı sağlamasını diliyorum.
Not: Bu Yazı sektorumdergisi.com Sitesinde Yayınlanmaktadır.