Psikolojimiz pandemiden etkileniyor mu? Nasıl?
Stres Tepkileri Nelerdir? Neler yapabiliriz?
Stres, yeni koşulların ortaya çıkmasıyla olağan genel uyumunuzun bozulduğu duygusal, fiziksel ve bilişsel bir tepkidir.
2. Dünya savaşı sonrasında hiç karşılaşmadığımız küresel bir krizle karşı karşıyayız. AIDS ve domuz gribi pandemileri ile kısmen karşılaştırılabilir görünse de dünyayı hem sağlık, hem de sosyoekonomik olarak bu derecede sarsan bir Evreni bu kadar etkileyen bir olaydan sonra insanların psikolojik olarak etkilenmesi normal olarak değerlendirilmelidir.
Bu dönemde neden stresimiz yüksek?
Salgın döneminde özellikle sosyal medyada ve diğer kitle iletişim araçlarında eskiye göre artmış ve kontrol edilemez düzeyde bir bilgi kirliliği söz konusudur. Bu da insan üzerindeki stres yükünü artırmaktadır. Herhangi bir konuda ‘güvenilir’ bilgi eksikliği varsa insan beyni, boşlukları kötü senaryolarla doldurmaya hazırdır ve bu da kaygıyı artırır.
İnsanın kendisine veya sevdiklerine (çocuğuna, anne-babasına, eşine, kardeşlerine) kötü bir şey olacağı ve bunu önlemenin çok zor olduğu duygusu yeryüzündeki en önemli kaygı kaynağıdır. Yaşamın tehlike altında olması, en ilkel refleksimiz olan ‘kaç veya savaş’ tepkisini doğurur. Virüsten “kaçmanın” da, akla yatkın ve etkili şekilde “savaşmanın” da zorluklar içerdiği düşünülürse aslında geniş kitlelerde kaygının yüksek olması çok anlaşılır bir durumdur. Aksine, yaşamınızı tehdit eden bir duruma karşı tepkisiz kalmanız anormal olacaktır.
COVID-19 salgınının etkilerine yanıt olarak yükselen olumsuz duygusal, fiziksel veya bilişsel tepkiler şunlardır:
- Kendiniz ve yakınlarınızın sağlığı için korku ve endişe duymak (anksiyete),
- Damgalanma ve diğer kişilere bulaştırma konusunda aşırı korku/kaygı hissetmek
- Gergin ve bunalmış hissetmek, olağan durumlara ilişkin kaygı ve korku,
- Sürekli üzgün hissetme, ağlamaklı olma,
- Keyif veren etkinliklere karşı ilginin azalması
- Uyku düzeninde değişiklik; uykuya dalmada güçlük, kabus görme
- İştahın artması,
- Kronik sağlık sorunlarının artması
- Kontrol edemediğiniz inatçı ve tekrarlayıcı olumsuz düşünceler,
- Konsantrasyon bozukluğu,
- Bellek zayıflığı
- Fiziksel belirtiler: Kalp atış hızında (nabızda) artış, mide krampları/ rahatsızlık duygusu, halsizlik, yorgunluk
Bu durumların bireyde yarattığı olumsuzlukları özetlersek;
- Genel anlamda umutsuz hissetmek,
- Yakındaki bireylerden ya da sosyal çevreden kopmak,
- Kamusal alanlara girme konusunda kaygılı, evhamlı davranmak,
- Gevşeyememek, hep gergin hissetmek
- Alkol, sigara ve diğer madde kullanımının artması
COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırılan hastalarda ek stresörler söz konusudur:
- Kişisel koruyucu ekipmanlar nedeniyle personeli görüp rahatça iletişim kuramamak
- Sosyal izolasyon- yakınlarının ziyaret edememesi
- Acil servis ve yoğun bakımlarda gürültü, alarmlar, koşuşturmaların olumsuz etkisi
- Mekanik ventilatördeki diğer hastaları veya ölenleri görmek, tanık olmak
- Personel yetersizliği, ekipman eksikliği ile yeterli bakımı alamama kaygısı
Şekil. Pandemide algılarımızın gelişim süreci. Afet haberleri, ölen insanların görüntüleri geldiğinde insanlar önce korku evresine girerler. Daha sonra öğrenme, en son konuyla ilgili olgunlaşma veya büyüme alanı söz konusu olur. Bu alanlar net çizgilerle ayrılmayabilir, birbiri içine geçebilir. Bu alanlar hazmedilmeden çok hızlı geçilmesi pek olanaklı değilse de bilgilenme ve insanlar arası dayanışma ile daha sağlıklı geçişler sağlanabilir ve bir alanda gereğinden fazla kalmak engellenebilir.
COVID-19 ve psikolojimiz: Araştırmalar ne diyor?
Çin’de COVID-19 pandemisi ile halkın psikolojik durumunun nasıl etkilendiğini araştıran ulusal ölçekli bir çalışmada insanların %35’inin olumsuz şekilde etkilendiği bildirilmiştir (Qiu, 2020). 52.000’den fazla deneğin yanıtları analiz edilmiş ve olguların %5.1’inde şiddetli distress / sıkıntı bulunmuştur. Regresyon analizinde kadın cinsiyet, ileri yaş (özellikle 60 yaş üzeri), yüksek eğitim düzeyi, göçmen işçi olmak, epideminin daha yoğun etkilediği Hubei’de yaşamak belirgin şekilde yüksek psikolojik zorlanma ile ilişkilidir. 31 Ocak’ta başlatılan çalışmada zaman geçtikçe dorun düzeyinin azaldığı, hatta 8 Şubat’taki Fener Festivali ile en düşük düzeye indiği görülmüştür. Bunun ülke çapında tıbbi kaynak ve desteklerin yeterli düzeye çıkması, halkın eğitimi ile ilgili önlemler ile de ilişkili olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak pandemi döneminde “psikolojik ilk yardım” ve alınan önlemlerin koordinasyonunun önemli olduğu, kadınlar, yaşlılar ve göçmen işçilere özgül programların da yürütülmesi gerektiği düşünülmüştür.
SARS-CoV ve psikiyatrik sendromlar:COVID-19 ve diğer SARS-CoV hastalıkları seyrinde ortaya çıkan psikoojik rahatsızlıklarla ilgili kanıt düzeyi yüksek az sayıda araştırma, meta-analiz veya sistematik derleme vardır. Bunlardan birisini yapan Rogers ve ark. 65 çalışma ve 7 preprint bulgularını analiz etmişlerdir (Rogers, 2020).
2002’deki SARS seyrinde hem steroid tedavisi ile hem de hastalığın kendisiyle ilişkili mani ve psikozun %0.7 oranında ortaya çıktığını belirtmişlerdir. SARS-CoV hastalıklarının iyileşme döneminde yüksek oranda psikiyatrik bulgular not edilmiştir:
- uykusuzluk (insomnia) %12.1,
- anksiyete %12.3,
- irritabilite %12.8,
- bellek bozukluğu %18.9,
- halsizlik-yorgunluk %19.3 oranında görülmüştür.
- Posttravmatik stres bozukluğu %32.2,
- depresyon da %14.9 gibi yüksek orandadır.
COVID-19 hastalarına spesifik olarak bakıldığında özellikle yoğun bakıma alınan hastalarda yüksek oranda deliryumu destekleyen bulgular saptanmıştır: %69 ajitasyon, %21 bilinç bozukluğu kaydedilmiştir.
Çin’de izolasyon servislerinde tutulan veya hastanede COVID-19 pnömonisi nedeniyle yatırılan hastalarda antiviral ve diğer tedavilerin yanında psikolojik müdahalelere de gereksinim olduğu belirtilmiştir. COVID-19 nedeniyle yatırılan hastaların HAMA ve HAMD (Hamilton anksiyete ve depresyon ölçekleri) skorları diğer pnömonili hastalardan daha yüksektir (Yang, 2020).
Kong ve ark. ise 144 COVID-19 tanılı hastayı incelemişler ve anksiyete ve depresyonun %35 ve %28 ile oldukça yüksek sıklıkta rastlandığını bildirmişlerdir (Kong, 2020).
COVID-19 ve STRESLE BAŞA ÇIKMA
COVID-19 salgınıyla birlikte değişen yaşam şartlarımızın sonucunda önemli olan stresle nasıl başa çıkılacağını bilmektir.
Öncelikle bilmemiz gereken; salgından önceki hayatımızda her şeyi kontrol edemiyorduk; şimdi de kontrol edemiyoruz.
Pandemi dönemindeki strese karşı herkes aynı tepkiyi mi verir?
Tabi ki hayır.
Strese aşırı tepki verme olasılığı yüksek olan gruplar:
- Yaşlılar ve kronik hastalıkları olduğu için COVID-19’a yakalanma ve şiddetli geçirme riski yüksek olan gruplar.
- Çocuk ve ergenler
- COVID-19’lu hastalara veya şüphelilere yardım eden, bakım veren sağlıkçılar
- Hastalık nedeniyle bir yakınını, sevdiğini kaybedenler
- Özellikle Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) tanısı almış kişiler ve kaygı bozuklukları olanlar başta olmak üzere, madde kullanımı da dahil psikolojik problemleri olanlar.
Sonuç:
‘Sel gider, kumu kalır’ deyişimizde olduğu gibi salgınlar bir şekilde biter, geçer ancak insan organizması üzerinde çeşitli etkiler bırakması kaçınılmazdır. Fizyolojik yapıya karşı verdiği zararlar; pnömoni, ateş, ağrılar gibi etkilerin psikolojimizi değiştirmesinin yanı sıra sevdiklerimizin kaybı, toplumun sosyoekonomik olarak zarar görmesinin de ruh halimiz üzerinde kısa ve uzun dönemde etkileri vardır ve olacaktır. Hastalığın doğrudan sinir sistemi ve beyin üzerindeki etkisi de psikoloji üzerinde değişiklik oluşturmaktadır. Karantina nedeniyle evde kalmak, hasta olup hastanede yatmak da doğrudan ruh hali üzerinde travma oluşturacaktır. Tüm bu etkilere karşı sağlıklı kalmak ve mutlu, üretken yaşama geri dönebilmek toplumsal dayanışmanın yanında bireysel etkinlikler, fiziksel aktivite, hobiler, sevdiklerimizle bir arada olma gibi bilinçli müdahalelerle de başarılabilir. Bunun yanında kişini kendince başa çıkamadığı noktadaprofesyonel yardım alması da kaçınılmaz olacaktır.
Not: COVID-19 salgınına ilişkin bu yazı ve benzeri bilgileri, tanı ve tedavi süreçleri, yayılım, bulaş, korunma ve tedavi yöntemlerini bulabileceğiniz ‘COVID-19 TANI VE TEDAVİSİ’ başlıklı kitabımız Ematip kitabevi tarafından basılmıştır.
Not: Bu Yazı atasehirhaber.com.tr Sitesinde Yayınlanmaktadır.