Demografik değişime hazır mıyız?
Yabancı yatırımcılara Türkiye’nin avantajlarını anlatırken hep kullandığımız bir ifade vardı: Genç nüfus. Peki bu hala geçerli mi? Doğrusu 2020 itibariyle artık pek değil. Etkileri yavaş ama kalıcı olacak bu değişim için şirketler ve kamu ne yapmalı?
Ortanca yaşımız 31,5. Dünya ortalamasına yakın (30,6) ama Avrupa Birliği’den (AB) 12 yaş genç. Ders 1: Çok genç bir nüfusumuz yok. Yaşlanan AB ile ilişkileri derinleştirerek, ürün ve hizmet ihracatımızı artırarak avantaj yakalayabiliriz. Üstelik bu kabiliyetler kendi nüfusumuzun yaşlandığı dönem için bir hazırlık olur.
TÜİK’e göre çalışma çağındaki nüfusun (15-64 yaş) payı artık düşmeye başlıyor. Halbuki 2009’dan 2019’a kadar bu grup 9 milyon kişi artarken 65 yaş ve üstü nüfus sadece 2 milyon büyüdü. Bu ekonomi için müthiş bir rüzgardı. Ders 2: Demografik fırsat penceresi kapanıyor. Kalkınma modelimizi etkin kaynak kullanımına (toplam faktör verimliliği) kaydırmalıyız.
82 milyonun 62 milyonu çalışabilir yaşta ama sadece 28 milyonumuz çalışıyor (bir kişi üç kişiye bakıyor). Bizimle aynı nüfustaki Almanya’da bu sayı 42 milyon (bir buçuk katımız!). Çalışma çağındaki on kadının yedisi çalış(a)mıyor. Ders 3: Yeni demografik fırsat penceremiz iş gücüne katılımı artırmak. Bunun ilk şartı elbette ekonomik büyüme. Ancak evrensel yetkinlikleri geliştirme (kodlama ve İngilizce kursları), hizmet sektörü serbestleşmesi ve kreşleri hızla artırmak da elzem.
Doğu Avrupa nüfus konusunda ibretlik: Macaristan’daki bir iştirakimiz için Ukrayna’dan misafir işçi getiriyoruz. 2009- 2015 arasında Romanya doktorlarının yarısını kaybetti. AB ile serbest dolaşım olmasa da Türkiye’den de pek çok yazılımcı göç etti. Öte yandan AB ülkelerinden Almanya’ya taşınan 4.2 milyon kişinin 170 milyar Avro katkı yaptığı tahmin ediliyor. Ders 4: İnsanlar becerilerine göre imkan ve fırsat bulacakları yere gidiyor. Hem kamu hem şirketler için kritik bir konu!
2040’da altı kişiden biri 65 ve üstü yaşta olacak: mevcut oranın iki katı! Bebek bezinden çok yaşlı bezinin satıldığı Japonya kadar olmasa da farklı bir halde olacağız. Üstelik şimdiden 22 milyon sigortalıya karşılık 13 milyon emekli aylığı alan kişi var. Senede emekli olan kişi sayısı doğan bebekten fazla. Sosyal güvenlik sistemimiz kendini çeviremiyor. Ders 5: ‘Tecrübeli vatandaşlar’ için yeni bir hayat, sağlık ve sosyal yardım modeli kurmalıyız. Şirketler bu gruba yönelik ürün (gıda, kıyafet) ve hizmetlerini (yaşlı bakımı, seyahat, finansman) çeşitlendirerek avantaj sağlayabilirler.
Not: Bu Yazı Dunya.com Sitesinde Yayınlanmaktadır.