Küçük Prens, Kürk Mantolu Madonna’nın Oğlu mu?
Fransız yazar-pilot Antoine de Saint-Exupéry’nin ilk kez 1943 yılında basılan Küçük Prens romanı; tüm dünyada Tevrat, İncil ve Kuran ile Kapital’den sonra en fazla sayıda dile çevrilen ve en çok satılan eserlerden biri.
2015 itibarıyla dünyada ve Türkiye’de kitap piyasasında Küçük Prens çılgınlığı yaşanıyor. Çok sayıda yayınevince farklı ebat, kağıt, cilt kalitesinde ve fiyatlarda -acaip- satılan kitabın boyama kitabı, yap-boz ve oyun hali de basılmış. 2015 güzünde ilk animasyon film vizyondaydı. İstanbul’da müzikal olarak sergileniyor. Küçük Prens kitapları sergileri açılıyor. Çılgınlık her tür kırtasiye, çanta, yastık, kupa, tişört, nevresim takımına yapılan baskıları da içeriyor. İyi de niye?
Exupéry öleli 70 yıl olduğundan 2014 yılsonu itibarıyla, Küçük Prens’in yazı ve resimlerinde hiçbir değişiklik yapmama koşuluyla basma-satma hakkına herkes sahip oldu. Kısacası çılgınlığı pekiştiren, popülerliği -daha da- arttıran eserin telifinin düşmesi.
“İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.”
Yılda bir milyon adet satılan, dünyada günümüze dek 140 milyon satılan, dünyada konuşulan tüm dil ve lehçelerde basıldığı düşünülen; Almanya’da 29 lehçede, Çince’de 50 değişik versiyonda basılan; Arjantin’deki bir hapishanede mahkûmların kendi aralarında oluşturdukları özel dille yayımlanan ve bir dil oyunu olan ‘Gaso’ diline bile çevrilen bir kitap Küçük Prens.
“Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundayım.”
Büyüteçle okunabilen, Braile (6 Nokta) alfabesiyle basılan, ters yazıldığından aynadan okunabilen, 3 boyutlu olan, cep telefonu kodlarıyla yazılan; Fransa-Lyon havaalanına yazarının adı verilen, Güney Kore’de Küçük Prens temalı köy bulunan, Japonya Hakone’de müzesi olan; 1975’de keşfedilen gökcismine yazarının, 2003’te keşfedilene kahramanının adı verilen, animasyonu dahil 12 kez filme çekilen, Rusya’nın Abokan şehrinde heykeli dikilen; Fransa’nın eski para birimi Frank’ın 50’lik banknotunda yazarın çizimlerine ve kitaptan alıntılara yer verilen bir eser Küçük Prens.
“Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
Sosyal medyada, mesela Facebook’da 12 milyon takipçisi olan, Dünyada -Türkiye’de de- hakkında sayısız makale, araştırma, inceleme yapılan, kitaplar yazılan; yazarının adını taşıyan vakıf bulunan; okurları ve sevenlerini bir araya getirip özel dostluk geliştiren; okurken yaşam, sevgi ve aşk üzerine düşündürüp net yanıtı olmayan sorular yönelten, bitirdiğinizde –hatta her okuduğunuzda- kafanızda soru işaretleri bırakan; 70 yıldır çocuk ya da yetişkin, masal ya da savaş romanı veya felsefe kitabı, yazar kendini, karısını ve savaşın sarstığı Fransa’yı anlattığı veya tümünün hayal ürünü olup olmadığına karar verilemeyen bir kitap Küçük Prens.
“İnsanlar arasında da yalnızdır, insan”
New York’ta bir otel odasında yazılan, ilk hali yaklaşık 1000 sayfa olan, 1943 yılında New York’ta R&H Yayınevince Fransızca-İngilizce olarak basılan, Exupéry’nin çizimleriyle süslenen, 27 bölümden oluşan, kahramanının 6 ayrı gezegene yaptığı gezileri çocuk gözüyle anlatan, büyüklerin dünyasını eleştiren bir eser Küçük Prens.
“En temel şeyi gözler göremez.”
Kralın gezegeni, otorite tutkusunu; sanatçının gezegeni, kendini beğenmişliği ve toplumdan kopukluğunu; sarhoşun gezegeni, umutsuzluğu ve unutma isteğini; işadamının gezegeni, sahip olma hırsını; fenercinin gezegeni, sorgusuz sualsiz görev duygusunu; coğrafyacının gezegeni, amacını unutan bilim anlayışını simgeleyen; Dünya için “biçim, özden önemli” yazan bir kitap Küçük Prens.
“İnsan kendisini çölde çok yalnız hissediyor.”
Google arama motorunda 1 milyon 60 bin Türkçe sayfada görüntülenen, en çok Küçük Prens çevirisi yapılan iki ülkeden biri olan Türkiye’de yapılan çeviriler arasında farklılıklar olduğu bilinen, çevirenleri arasında Ahmet Muhip Dıranas, Cemal Süreya-Tomris Uyar, Selim İleri, Azra Erhat, Nihal Yeğinobalı da olan, telif sahibi Mavibulut Yayınlarınca 1988-2015 yılları arasında 40 kez basılan, Türkiye’de Kurmanci, Hopa Lazcası ve Ardeşen Lazcası ile de yayımlanan bir eser Küçük Prens.
“İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur.”
50’ye yakın Küçük Prens koleksiyoneri olan Türkiye’de 2015 baharında Ankara’da, sonbaharında İstanbul’da, 2016 kışında Ankara’da “Dünyanın Küçük Prens Kitapları” sergisi açıldığı; sanal müze açma hazırlıkları yapıldığı; “Küçük Prens; asıl zenginliğin, asıl özgürlüğün, asıl mutluluğun ne olduğuna dair pek çok şey söylüyor” diyen Mehmet Sobacı’nın koleksiyonunda 21 Şubat 2016 itibariyle 364 Türkçe baskıdan 326 tanesini bulunduğu; bir diğer Ankaralı koleksiyoner Yıldıray Lise’nin toplamda 275 dil ve lehçede Küçük Prens kitabı olduğu biliniyor.
“Ve arkadaşlar dükkânlarda satılmadığı için de insanların arkadaşları yok artık.”
Küçük Prens‘in yaşadığı asteroidi (gökcismi=B612) bulan Türk astronom için yapılan “Türk Diktatör” tanımlaması nedeniyle, Türkiye’de uzun yıllar tartışılmış, sansürlenerek yayımlanmış ve 2005 yılında ilköğretim öğrencilerine önerilen “100 Temel Eser” arasından çıkartılmış bir kitap o.
Tilki: “Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin.”
Sosyal medyadaki ekşi/uludağ/inci gibi sözlüklerde “insan kaç yaşında olursa olsun, ders veren harika bir kitap”, “bu kadar ince olup, bu kadar dolu olabilen tek kitap”, “dünyanın en tatlı, en masum kitabı”, “kült novella”, “savaş görmüş insanların dünyayı ne kadar iyi okuyabildiklerinin de kanıtı”, “bazı şeylerin farkına varmak adına (okunmalı)”, “abartılmış bir balon (değildir)”, “çocuğum sana söylüyorum, sen anla kitabı” ve “Kürk Mantolu Madonna’nın oğlu” diye tanımlanan bir kitap o.
“Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir.”
Tomris Uyar’a “Küçük Prens, kendi türünde biricik kitap olma özelliğini hâlâ taşıyor, ne var ki sevenlerin çokluğu gözümü korkutmuyor değil. Sağcısı, solcusu, orta-yolcusu, hayvanseveri, çevrecisi, feministi, masalcısı, gerçekçisiyle herkesin sevgilisi. (…) Edebiyat yapıtlarının kitlelere mal olması sevinilecek bir olay ama bu kadar farklı dünya görüşlerinden, kültürlerden, sınıflardan gelme kişilerce aynı heyecanla kucaklanması, bağra basılması, yazarın anlamsız bir sevgi selinde boğulmasına yol açabiliyor, ortalamayı yakalamak gibi bir beceri çıkıyor ortaya.” dedirten bir kitap o.
Küçük Prens: Dostluk, aşk, masumiyet, yalnızlık…
Üniversitedeyken tanışıp, süreç içerisinde düzensiz aralıklarla birbirimizi yeniden okuduğumuz Küçük Prens kitabının aynı adlı kahramanıyla “ne iştir bu; telif düşümü sonrası olan biten” diyerek çıktığım sanal âlem yolculuğu epey uzun sürdü, aldığım notları kurgulayarak yazmak daha da çok zaman aldı.
Yaşama dair –ciddi ve önemli- ipuçlarının olduğu Küçük Prens kitabının telifinin düşmesi nedeniyle popülerliğinin artması tamamen duygusal (!). “Küçük Prens’in, Kürk Mantolu Madonna’nın oğlu” olduğuna dair rivayetlerin kaynağı da, sanıyorum bu duygusallık (!). (ŞD/AS)
Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.