İstismara Karşı Okul Sosyal Hizmet Uygulamasına Ağırlık Verilmeli
Uzun yıllardır Çocuk İstismarı ve İhmali Derneği’nde yönetim kurulu üyesi olup gönüllü profesyonel olarak çalışan, -uzaktan ama keyifle izlediğim- meslektaşım sosyal hizmet uzmanı Figen Paslı’ya “Çocuklar istismardan nasıl korunur; istismara uğrayan çocukların izlenme sürecinin aşamaları nelerdir; Türkiye’de çocuk istismarıyla mücadelede ne tür zorluklar ve engellerle karşılaşılıyor” diye sordum.
İstismar çocukların sağlıklı gelişimini engeller
Figen Paslı çocuklara “Çocukların sağlıklı gelişimini engelleyen, büyükler tarafından çocuklara yapılan aslında önlenebilir olan her türlü davranışı çocuğa yönelik istismar davranışı olarak niteliyoruz. Bu davranışlar fiziksel, cinsel ve duygusal istismar ve ihmal davranışlarıdır” diye söze başladı.
“Çocuk istismarı önlenebilir mi” sorusunu “mikro, mezzo ve makro düzeyde yapılması gerekenler yapılırsa şayet; önlemek mümkündür” diye yanıtladı.
Figen Paslı kimdir |
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. Ankara Üniversitesi Disiplinler Arası Sosyal Psikiyatri Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans yaptı. “İstismara Uğrayan ve Gazi Üniversitesi Çocuk Koruma Merkezi’ne Başvuran Çocukların Adli Bildirim İle Sosyal Hizmet Bildirim Süreçlerinin İncelenmesi” konulu tezi yazdı. Gazi Üniversitesi Çocuk Koruma Merkezi’nde ihmal ve istismara uğrayan çocuklarla sosyal hizmet uzmanı olarak çalışıyor. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Ana Bilim Dalı’nda doktora yapıyor. |
Ebeveynin sağlıklı iletişimi
“İstismarın önlenmesi için mikro düzeyde yapılması gerekenlere bakınca…
“Öncelikle, temelden çocuğa öğretilmesi gereken davranışlar var. Çocuğa özel bölgeleri öğretilmeli. Daha da önemlisi ‘hayır’ diyebilme davranışları kazandırılmalı.
“Yani, çocuğun kendi bedenine yönelik onaylamadığı dokunmalara ve davranışlara hayır diyebilmesi öğretilmeli.
“Dahası sadece dokunma değil, onaylamadığı ve istemediği davranışlara da hayır diyebilmesi öğretilmeli. Bunlar çocuğa sorumluluk yükleyen davranış önerileridir ve istismarı önlemekte asla yeterli değildir.
“Ebeveynlerin yerine getirmesi gereken görev ve sorumluluklar çok önemli. Öncelikle ebeveynin çocuğuyla sağlıklı iletişim kurması gerekir.
“Çocuk, ne yaşarsa yaşasın, bu yaşantısını rahatlıkla ebeveyniyle paylaşabilmeli. Ailesi tarafından suçlanmayacağını, fazla sorgulanmayacağını bilmeli; yani aralarında güvene dayalı iletişim olmalı.
TIKLAYIN – EĞİTİMCİLER CİNSEL ŞİDDETLE KARŞILAŞAN ÇOCUK İÇİN NE YAPMALI?
Cinsellikle ilgili bilgileri aile vermeli
Çocuklar ev dışında, okulda arkadaşlarıyla ya da diğer insanlarla, mesela büyüklerle yaşadığı davranışları ebeveyniyle paylaşabilmeli. Çocuk bir hata yapmış olsa bile ebeveyninin ona destek olacağını, yanında olacağını hissedebilmeli. Kısacası ebeveyninden korkmamalı.
“Burada kastetmek istediğim şu: çocuk yaşadığı olaydan korkmuş olabilir ama bunu ailesine açıklamaktan korkmamalı. Ebeveyninden korkan çocuk, yaşadığı olayı açıklayamayınca, bu durum o ağır yükü tek başına sırtlayıp taşımasına neden olacaktır.
“Çok önemli bir husus daha var: çocuk cinsellikle, cinsel yaşamla ilgili bilgileri ailesinden almalı.
TIKLAYIN – ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMAR SUÇUNA ORTAK OLMAYALIM
Sağlıklı cinsel gelişim için
“Cinselliğin -halen daha ve ne yazık ki- tabu olduğu ülkemiz koşullarında çocuk; cinselliğe ilişkin konuları rahatlıkla ailesiyle konuşamayınca ya da yeterli düzeyde konuşulamadığı için doğru yönlendirme yapıl(a)mayınca çevresindeki gelişigüzel insanlardan ya da kaynaklardan öğrenmekte, kendi kendine denemeler yapmakta.
“Ebeveyn sağlıklı bilgilendirme yapmalı ve çocuğun sorularını objektif şekilde yanıtlamalı. Bu saydıklarımız ancak sağlıklı ebeveyn-çocuk iletişimiyle mümkün olabilir.
TIKLAYIN – “ÇOCUĞA İSTİSMARI ÖNLEMEK İÇİN ÜÇLÜ BİR EĞİTİM GEREKİYOR”
Okullarda sistem
“Okullarda, eğitim kurumlarında görev yapan psikolojik danışmanlara ve rehber öğretmenlere büyük görev düşüyor. Onlar çocuklardaki davranış değişikliklerini farkedebilmeli, gözlemeli.
“Bence asıl önemli olan okullarda istismara uğrama riski olan çocukların önceden belirlenerek psiko-sosyal destek verebilecek ve yönlendirme yapabilecek, çocuğu çevresiyle birlikte ele alarak bütüncül yaklaşımla değerlendirebilecek okul sosyal hizmet uygulamasına ağırlık verilmesi şart.
“Uzun zamandır istismar edilen çocuklarla çalışan bir sosyal hizmet uzmanı olarak okul sosyal hizmet alanının genişletilmesini ve bu alanda gerekli istihdamın yapılmasını mühimsiyorum.
“Günümüz koşullarında sağlık kuruluşlarında farklı bölümlerde görev yapan meslektaşlarımız; okullardan yönlendirilen istismar kuşkusu taşıyan ya da istismara uğramış çocuklara yönelik koruyucu, destekleyici, iyileştirici sosyal hizmet uygulamaları yürütüyor.
“Bu uygulamaların yaygınlaşması ve işlevsel olabilmesi için hem okullarda hem sağlık kuruluşlarında sosyal hizmet uzmanı istihdamının sağlanması durumunda istismara uğramış çocukların sağaltımları ve adli süreçleri boyunca düzenli olarak izlenebilir.
“Onlara bu süreçlerde destekleme-yönlendirme yani vaka takibi yapacak bir vaka yöneticisi gerekir ve bu yönetici de meslektaşımız olmalıdır.
TIKLAYIN: OKULDA CİNSEL TACİZ YAŞANDIĞINDA NE YAPILMALI?
Sürekli eğitimle bilinçlendirme
“Çocuk istismarının önlenebilmesi için mezzo düzeyde yapılaması gerekenlere gelince…
“Aileleri, toplumu, bu alanda çalışan profesyonelleri sürekli eğitimlerle bilinçlendirmek gerek. İstismar vakasıyla çalışan profesyonellerin danışabileceği, onları yönlendirebilecek birimler olmalı.
“Çocuklarla çalışan profesyonellerin çocuklara yönelik istismar vakalarını farkedip açığa çıkarmaları çok önemli. Son günlerde kamuoyu vicdanının örseleyen toplu bir istismar vakası, işini yapan bir profesyonelin duyarlılığıyla açığa çıktı mesela.
“Geçmişte ailelere yönelik danışma hizmeti veren Aile Danışma Merkezi ve Toplum Merkezi gibi kuruluşlarda bu yönlendirme ve desteklemeler yapılabiliyordu.
“Ailelerin, profesyonellerin ve elbette çocukların da istismar dahil her tür hak ihlalinde başvuru yapabilecekleri işlevsel mekanizmaları önemsiyorum. Bu mekanizmalar bir şekilde hayata geçirilmeli.
TIKLAYIN – ÇOCUĞA KARŞI CINSEL İSTISMAR ÖNLENEBILIR
Ulusal çocuk politikası belirlenmeli
“Çocuk istismarının önlenebilmesi için makro düzeyde olması gereken ilk şey ise ulusal çocuk politikasının saptanması.
“Bu anlamda mesela: Çocuk Koruma Kanunu’ndaki tedbirlerin saha işlevsel olabilmesi için danışmanlık; sağlık ve eğitim tedbirlerinin daha işlevsel olabilmesi için görev tanımlarının yapılması; kamuda başka bir kurumda çalışmakta olan ve danışmanlık işini ikinci bir iş olarak yapan danışmanların -bu işi daha cazip kılarak- yapabilmesine ilişkin düzenlemeler yapılmalı.
“Ayrıca istismara uğrayan çocuğun istismarcısının büyük olması durumda yargılanması ceza mahkemelerinde görülüyor. Bu durum mağdur çocukların sistem içerisinde daha da örselenmesine yol açıyor.
“Dolayısıyla çocuğa yönelik suçlarda, sanık yetişkin de olsa, mağdur çocuk olduğundan yargılama çocuk mahkemesinde olmalı.
“İstismar mağduru çocuklarla ilgili süreci olumsuz etkileyen cezasızlık ve iyi hal indirimi uygulaması da kanımca çok önemli. İstismar olgusunun sadece cezalarla önlenemeyeceğinin bilincindeyiz.
TIKLAYIN – MECLİS’TE DAİMİ BİR ÇOCUK HAKLARI İZLEME KOMİSYONUNA İHTİYAÇ VAR
Çocuk hakları olan bir bireydir
“Temelde, toplumda, sistemde, uygulayıcı olan profesyonellerde çocuğa yönelik mevcut algı “Çocuk hakları olan bir bireydir ve nesne değil, öznedir” şeklinde değiş(tiril)meli.
“Bu algı yerleşmediği sürece, çocuğa yönelik yanlış algılar sonuçta çocuğu değil, sistemi koruyan sonuçları doğuruyor.
“Çocuğun kollukta ve sağlık kuruluşlarında aşağılanmaması önemli.
“Tecavüze uğrayan bir çocuğun ifadesini alan kolluk görevlisinin ‘Her evin bir tuvaleti olur. Sen de sizin evinin tuvaletisin’ demesi; mağdurda tecavüzden bile daha ağır, yaşam boyu sürecek etki bırakacaktır.
TIKLAYIN – ÇOCUĞUNUZA “İÇ ÇAMAŞIRI KURALI”NI ÖĞRETİN
Sistemin çocuğu koruması şart
“İstismar vakalarının görünürlüğü arttı. Evet, bu konuda farkındalık arttığı, medya da üzerine gittiği için daha da görünür oldu.
“Biz 5-10 yıl önce, verdiğimiz eğitimlerde ‘olayları sadece buzdağının görünen kısmı kadar biliyoruz’ derdik. Artık buzdağının daha büyük kısmı görünüyor ama görünmeyen kısım da, farkındalık da, vakalar da arttı.
“Ben bunu çocuğa ve kadına yönelik toplumsal algının karar verici ve uygulayıcılarda yerleşmiş olmasına, cezasızlık ve çocuğu da yeterince korumayan bir sistemin varlığına bağlıyorum.
“Sistemler arasında ve profesyonellerde eşgüdüm ve iletişimin çok önemli olduğuna inanıyorum.
“Farklı alanlarda, çocukla çalışan profesyoneller bir araya gelerek deneyim ve bilgilerini paylaşabilmeli, çözüme yönelik politika değişikliği yapabilmek için güçbirliği içinde olmalı.
“Sivil toplum kuruluşu yapılanmalarını ve onların birbiriyle dayanışma içinde olmasının da çok önemli olduğunu vurgulamak isterim.” (ŞD/YY)
*İşbu söyleşi; yıllarca başkalarına ‘evin tuvaleti değil, odası olduğunu’ söylemeye çalışan çocuklara ve o çocuklara ‘siz zaten bir odasınız’ şeklinde yaklaşan alandaki profesyonellere adanmıştır. Ş.D.
Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.